Cihatçı Terörizmle Mücadele

Cihatçı Terörizmle Mücadele
  • Reina Katliamı sorumlularının siyasal İslamcılar ve ülkedeki bu iklimin tüm yaratıcıları olduğunu biliyoruz. Bir süredir “Cihatçı Terörizm”in üstünü örtmek için geliştirilen “Terör örgütleri arasında ayrım yoktur, hepsi bize karşı ortak hareket ediyorlar” propagandasını görüyor ve artırıyoruz: Siyasal İslamcılar arasında ayrım yoktur. Hepsi halk düşmanı teröristlerdir. Tetiği çeken katil ve örgütü kadar bu ve benzeri örgütleri koruyan, kollayan, silah ve lojistik verenler, dinci gazeteler, ekranlarda ve internette yılbaşı üzerinden nefret saçan herkes bizim gözümüzde aynıdır ve hepsinin ellerindeki kanın hesabını sorana dek, sonuna kadar mücadele etmek bizim insanlık görevimizdir.
  • Katliamdan sonra daha terörist yakalanmamışken bir kahvehanede katliamı kınayan ve laiklik çağrısı yapan Halkevi üyesi kadın arkadaşın gözaltına alınması, katliam bölgesine giderek basın açıklaması yapmaya çalışan aktivistlerin yaka paça gözaltına alınması, rutin kınama açıklamaları ve güvenlik zirveleri dışında yüksek sesle siyasi bir karşı duruş bile konulmaması siyasi iktidarın hangi ideolojik kampın yakınında pozisyon aldığının açık kanıtıdır.
  • Artık sadece ses çıkaran devrimci, demokrat çevrelere, alevilere ve kürtlere değil, suya sabuna dokunmadan yaşayan seküler çevrelere de yaşam hakkı tanınmayacağı, Cihatçı örgütlerin ve arkasındaki siyasi güçlerin tüm seküler yaşamı hedef alacağı, Işid gibi örgütler eliyle Türkiye’yi bu cihadın bir cephesi haline getirecekleri antitez geliştirilemeyecek şekilde netleşmiştir.
  • Türkiye’de açık iş savaş koşulları olgunlaşmıştır. Silahlı sokak çatışmaları aşamasına ramak kalmıştır. Eğer bu gidişatı değiştirecek bir sapma, bir gelişme (darbe vb. gibi) yaşanmazsa bu kaçınılmazdır. Bu korkunç sonu sadece biz engelleyebiliriz. Diktalardan dikta beğenmek bizim işimiz değildir. Tüm laik ve demokratik çevrelerin, emek, barış ve demokrasi cephesinin en hızlı şekilde öz savunma yeteneklerini gözden geçirmesi ve buna hazırlık yapması gerekmektedir. Örgütsüzlük ve ideolojik savrulma bizim en büyük zaafımızdır.
  • CHP tamamen islamo-faşist diktatörlüğe teslim olmuş ve yörüngesine girmiştir. CHP’den ya da iktidara yamanmış ulusalcı, militarist çetelerden medet ummak, bir karşı duruş beklemek hayal aleminde yaşamaktır.
  • Artık tüm yaşam alanlarımızı bu cihatçı halk düşmanlarına karşı korumak zorundayız. Üniversitelerde, iş yerlerinde, sokaklarda kendi propaganda dilimizi geliştirip, bütün siyasal İslamcılara Işidçi yaftasını yapıştırıp tüm baskımızı örgütlü biçimde geliştirmek, onların siyasal manevra alanını yapabildiğimiz kadar daraltmak zorundayız. Korkmayın, aslında bunların hepsi korkak böceklerdir. Bu cesaret ve özgüvenleri sadece bizim korkumuzdan beslenir.
  • Son olarak; siyasal İslam ideolojisiyle birlikte demokratik, laik bir ülke kurmak mümkün değildir. Sonunda laikliğin değerini anlayacaklarına, uzlaşacaklarına, orta yol bulunup birlikte bir bilim ve özgürlük toplumu oluşturulabileceğine inanan varsa bir an önce en yakın psikiyatri kliniğine yatsın. Gericilikle, cihatçılıkla, selefilikle uzlaşma olmaz. Ancak ve ancak her görüldüğü yerde başı ezilerek yarına ulaşılabilir.
0
Devlet daha saldırganın kim olduğunu bilmiyor! Türkiye Halklarına Mektup

Yorum yapılmamış

No comments yet

Bir yanıt yazın