Türkiye Halklarına Mektup

Gözyaşlarıyla yazdığım nadir yazılarımdan bir tanesidir şimdi kaleme alacaklarım. Dayanılamayan, içimizi yakan, kelimelerin yetersiz kaldığı bir süreçte bulunmaktayız. Yaşanan sansasyonel olayların derinliği tüm halkların psikolojik durumunu etkileyerek; rutin yaşanmaya çalışılan hayatta asabi, agresif bir durum içine sokmakta. Kimi farkında yaşanılanların kimi değil fakat herkes aynı tahammülsüzlüğü yaşıyor.
Çünkü kimse geçinemiyor, herkes ya borç ödüyor ya kredi, toplu taşıma araçlarında insanların birbirlerine tahammülü yok, okuyup mezun olanlar iş bulamadığı için mutsuz, kıt kanaat geçinmeye çalışanlar elektrik faturasında bulunan vergileri ödemekle mükellef, çocuk büyüten çocuğunun geleceğinden endişeli… Daha yüzlerce sebep gösterebilirim. Bunlar her ülkede yaşanacak standart sorunlar dememeliyiz ama hadi diyelim ve geçelim.
Bu ülkede yaşanılanlarla ilgili dertleşmek istediğim çok fazla şey var. 2 askerin yanarak öldürüldüğü videoyu izlemem patlama noktam olmuş olabilir. Daha çok acı şeyler yaşandı bu ülkede, ölümün dahası olmaz ama yaşandı. Yüzlerce insan katledildi, yüzlerce gencecik insanın yaşamları alındı elinden. Bir Suruç’la uyandık güne, bir Atatürk Havalimanı’yla, Paris’le, Roboski’yle, Kayseri’yle, Kızılay’la, Sur’la, Soma’yla, Madımak’la, Reyhanlı’yla, Gezi’yle…
Ölümlere alışmayacağız dedik, alıştınız, alıştırdılar. Onlar kötü, onlar kana doymaz, onlar olduğu sürece bir Işid fulyası esecek dedik, olsun cihad yolundayız dediniz. İnsanlığı unuttunuz, içiniz acımadı, her ölümün arkasından “ama” dediniz, “ohh” çektiniz… “O” dediniz, “bu” dediniz “hak ediyor” dediniz, derken insanlığınızı unuttunuz. Hayatı zulme çevirenlere destekçi oldunuz. “Sokağa çıkın” dedik, çıktınız fakat elleriniz kanlı döndünüz. Çünkü bizi anlamadınız, sadece “insan, canlı” demeyi beceremediniz…
Ölümleri gizlediler, haberlere sansür uyguladılar, anlatmaya çalıştık “muhalif işte” dediniz. Herkes adil yaşasın dedik, “hayır, bizim gibi yaşayacaksınız” dediniz. Bağnazca yaşamayın ideolojinizi dedik, “pis Komünist, pis Ateist” dediniz. Fakat bir ateist kadar “insan” olmayı beceremediniz.
Her günümüz karanlık geçse de, sizinle yaşamak insanlıktan şüphe ettirse de, her gün bir parçamız ölse de, biz sizler gibi alışmayacağız. Ant olsun ki; gericiliğe, faşizme, adaletsizliğe, bağnazca yaşanan dinlere karşı hep savaşacağız. 7 yaşındaki kıza tecavüz edenle, annesinin diz kapağından tahrik olan hoca efendi gibi sapık zihniyetlerle, vatan müptezelliği ile insan ayıranla, çocuklar savaşın içinde yaşarken burada mutlu mesut hayat sürenle, bu halkları karanlık kuyuya iten yönetim şekliyle hep savaşacağız, ant olsun ki biz alışmayacağız!
Eylem Özkan
Yorum yapılmamış