Kılıçdaroğlu’na Linç Girişimi ve Pelikan Terör Örgütü

Kılıçdaroğlu’na Linç Girişimi ve Pelikan Terör Örgütü

Kılıçdaroğlu bugün öldürülmüş olsaydı ne olacaktı? Muhtemelen bir iç savaş girişiminin ilk adımı atılmış olacaktı. Belki de arkasından bir camiye, bir Akp binasına ya da devlet kurumuna da can kayıplı sahte bir saldırı düzenlenip intikam eylemi diye lanse edilecek ve çatışma bir üst boyuta taşınacaktı. Bu linç girişiminin planlı, organize bir eylem olduğu su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Devlet Bahçeli’nin hukuku ve temsili demokrasiyi açıkça ilga etme niyetini ortaya koyan, açık faşist diktatörlüğe geçme çağrısı sayılan dolaysız açıklamalarını da bununla birlikte okumak gerekiyor. Bu iç savaş ve ardından sivil faşist rejimin inşası planının en öndeki bayrak taşıyıcısı Bahçeli gibi görünüyor. Elbette sadece onunla sınırlı değil.

Madem günümüzde artık psikolojik savaş ve algı yönetimi çok önemli o zaman devrimci, demokrat muhalefetin de bunu iyi kullanması gerekli. Son zamanlarda deşifre olan ve şiddet, terör, baskı yöntemleriyle halkın iradesini teslim almaya çalışan Pelikan ekibinin adını “Pelikan Terör Örgütü” olarak ifade edip bütün bu yukarıda değindiğim kirli planlara ucundan kıyısından destek veren herkesi bu terör örgütü ile ilişkilendirmek, bu algıyı kitleselleştirmek için sosyal medya kampanyaları yapmak gerekiyor. Nefret ve düşmanlaştırma dilini kullanıp bu siyasete su taşıyan bütün bu trollerin, gazeteci bozmalarının ve politikacıların sosyal medya hesaplarının altında “Pelikan Terör Örgütü” üyesi olduklarının ve yargılanacaklarının tekrar tekrar hatırlatılması gerekiyor. Örneğin “Güneş” denilen paçavranın genel yayın yönetmeni Turgay Güler kişisinin hiç yılmadan bu şekilde markaja alınması gerekli. Hiç hafife almayın, bu insanlar fazlasıyla korkaktır, bu şekilde ilişkilendirilmek bunları tedirgin edecektir ve sindirecektir. Ya da daha fazla hata yapmaya zorlayacaktır. Bu şekilde eskisi kadar pervasız davranamayacaklardır.

CHP’nin ise artık çok büyük bir avukat ekibi kurarak yandaş medyada ve sosyal medyada at koşturan, hakaret eden, bu terör örgütüne psikolojik destek veren tüm kişileri sıkı takibe alıp büyük bir hukuk mücadelesi vermesi gerekiyor. Kimi kimi şikayet edeceksiniz demeyin. Şikayet edildiği ve sisteme girdiği zaman bu yargısal süreçler bir şekilde işletilmek zorunda. Yılmadan her nefret ve hakaret haberine / tweetine karşı suç duyurusunda bulunulmalı. Vatandaşın bunları ihbar edebileceği bir merkez kurulmalı. CHP sandıklara sahip çıkarken gösterdiği örgütsel başarıyı devam ettirirse çok şeyler başarabilir.

Erdoğan ve Akp bundan sonra temsili demokraside tek başına iktidar elde etme ihtimalinin kalmadığını çok iyi görüyor. Hem siyasi hem ekonomik olarak sıkışmış bir durumda bu durumu tersine çevirmek için çeşitli planlar yapıyor. Nitekim bu planlardan biri de gözü karartarak, batıyla tüm ilişkileri keserek, ekonomiyi de gözden çıkararak bir sivil faşist baskı rejimi kurmak olabilir. Hedefleri, planları ne olursa olsun Erdoğan artık bunları tek başına uygulamaya sokacak güçte bir baş aktör değil. Her şeyi değiştirebilecek güce biz sahibiz. Güzel günler göreceğiz.

0
Ülkemizde Linç Hakkı Anayasal Koruma Altındadır Andımız ve Bir Ulusun İnşası

Yorum yapılmamış

No comments yet

Bir yanıt yazın