Roma kanunlarına göre en ağır suç kendini kral ilan etmekti. Bir aristokrat ve savaş kahramanı olan Marcus Manlius Capitolinus, MÖ 385 yılında ülkenin başına geçmeye çalışmakla suçlandı. Ertesi yıl, şehir geleneklerine uygun bir şekilde uçurumdan atılarak cezalandırıldı.

Romalı politikacının tutuklanması ve yargılanması ile ilgili farklı değerlendirmeler mevcuttur. Plutarch (46-120) Capitolinus’un bir popülist ve demagog olduğunu iddia eder. Ona göre Capitolinus, “tiranlık kurmak isteyenlerin bilindik sanatı” olan demagojiye başvurmuştur. Livy (MÖ 56-MS 17) ise Capitolinus’a sempati besler. Yargılanmasını popüler bir kahramanın bertaraf edilmesine yönelik bir komplo olarak nitelendirerek kınar. Gerçekten de Capitolinus’un asıl suçu, politik statükoya meydan okumuş olması olabilir.

Capitolinus, dönemin aristokrat sınıfı olan patricilerin bir üyesi olarak dünyaya geldi. Buna karşılık aşağı sınıftan pleblere sempati duyuyor ve kendisini onların safında görüyordu. Yoksulların refaha kavuşturulması için borçlarının silinmesini ve Roma’nın askeri başarısının sağladığı zenginliğin daha geniş kesimlere dağıtılması gerektiğini savunarak önemli bir güç elde etti.

Marcus Manlius, MÖ 392 yılında şehrin iki konsülünden biri olarak özel bir önem kazanmıştı. İki yıl sonra Gaullere karşı verilen savaşta şehrin savunmasını yönetti. Efsaneye göre Gauller şehri kuşatmış ve istilacılar şehri savunan birlikleri Capitoline Tepesi’ndeki hisara kadar geri çekilmeye zorlamıştı. Düşmanlar bir gece gizlice tepeye yaklaştılar. Bekçiler onları fark etmedi. Ne var ki bir kaz sürüsünün ses çıkartması Manlius’u uyandırdı ve düşmanlar geri püskürtüldüler. Şehri kurtardığı için Manlius, Capitolinus adıyla onurlandırıldı.

Zaferden sonra gazilerin borçlanarak yoksulluğa düştüklerini görmek Capitolinus’u üzdü. Tam dört yüz Romalı’nın borcunu üstlendi. Livy’e göre, dava açarak mücadele etmeleri için başkalarına da yardımcı olmuştu. Senato’nun onu bir dönem tutuklamasına rağmen yaygın halk protestoları sayesinde serbest bırakılmak zorunda kaldı.

MÖ 385 yılında Capitoline Tepesi’nin eteğinde görülen mahkemeye çıkartıldığında, bulundukları yer şehrin savunmasında gösterdiği başarının zihinlerde tazelenmesine neden oldu. Hakimler, mahkeme başka bir yere taşınana kadar onu yargılamayı reddettiler. Mahkemenin yapılacağı yer, onun büyük zaferini hatırlatmayan bir yer olmalıydı. Suçlu bulunduktan sonra Capitoline’deki Tarpeian Kayası’ndan aşağıya atıldı. Bu, Roma’da hainlere layık görülen bir cezaydı.

Ek Bilgiler

1- Tarpeian Kayası, adını Roma tarihindeki mitolojik bir figür olan Tarpeia’dan alır. Bir askeri görevlinin kızı olan Tarpeia’nın rakip bir İtalyan kabilesi ile işbirliği yaparak şehre ihanet ettiği söylenmektedir.

2- Capitoline, Roma’nın ünlü yedi tepesinden biridir. Üzerinde büyük Jüpiter Tapınağı bulunmaktadır. İngilizce’deki “Capitol” kelimesi de Capitoline’den türetilmiştir.

3- İdamından sonra Senato, Capitolinus’un evini yıkmış ve aynı noktada “Juno Moneta” için bir tapınak inşa etmiştir. Tapınak daha sonraları darphane olarak kullanılmıştır. Para anlamına gelen Latince’deki moneta ve İngilizce’deki money kelimeleri monata sözcüğünden türemişlerdir.
 
Konuyu Başlatan Benzer Konular Forum Cevaplar Tarih
1000Fikir Filozoflar 0
Piramit Filozoflar 0

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst