1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Ahlâkî İkilem ahlâkî özne ya da failin, her biri ahlaken kabul edilemez bir eylemi gerçekleştirmesini talep eden, seçebileceği sadece iki eylem tarzıyla karşı karşıya kalması durumunu ifade eder.​
Ahlâkî ikilem, ilk kez onunla ilgili bir örnek veren Platon tarafından açıklanıp kavramsallaştırılmıştır. Onun örneğine göre, komşunuzdan istediği zaman iade etme sözü vererek silahını alıyorsunuz. Gün geliyor, komşunuz onunla birini öldüreceğini belli ederek, silahını geri istiyor. Silahı geri verirseniz, bir cinayete izin vermiş, hatta yardımcı olmuş olacaksınız; vermezseniz de, sözünüzü tutmamış olacaksınız. Ahlâkî ikilem, şu hâlde, her ikisi için de sağlam ahlâkî gerekçelerin bulunduğu, iki zıt eylem tarzı arasında yapılacak bir seçimi ihtiva eden veya gerektiren ahlâkî problem durumunu ifade eder.​
Bir kısım düşünür ahlâkî ikilemlerin, her iki eylem tarzı da failin gerçek ödevi olabileceğinden, çözümsüz olduğunu savunur. Buna karşın, diğerleri ikilemin çözümlenememesi durumunda yükümlülüklerimizden söz etmenin mümkün olamayacağını öne sürer. Onlara göre, ikilemi meydana getiren karşıt eylem tarzlarından sadece biri, fail ayni anda her iki eylemi de hayata geçiremeyeceği veya her iki eylem tarzıyla birden yükümlenmiş olamayacağı için, gerçek ödev veya yükümlülüğümüz olabilir. Yükümlülük kavramının bir anlamı olabilmesi için, öyleyse iki eylem tarzından hangisinin gerçek yükümlülüğümüz olduğunu belirlemenin sistematik bir yolu olması gerekir. Bu bakış açısına göre, görünüşteki bütün ahlâkî çatışmalar, sistematik bir tarzda çözüme kavuşturulabileceğinden, gerçek ahlâkî ikilemlerin varoluşundan söz edilemez. Söz gelimi, D. Ross'a göre, yükümlülüklerimizden her biri ilk bakışta, yani yerini daha güçlü ve önemli bir yükümlülüğe bırakıncaya kadar bir ödevdir.​
Diğer bazıları ise, ikilemin çözümünü aslî, özsel iyi kavramında bulurlar. Buna göre, bir şey ona sadece veya daha yüksek bir amacın aracı olarak değil, fakat bizatihi kendisi için değer verildiği takdirde, aslen, özsel olarak iyidir. Söz gelimi, para başka veya daha yüksek bir amaca götürecek bir araç olduğu için, sadece araçsal olarak iyi olmak durumundadır. Ahlâk filozofları, işte bu çerçeve içinde, en yüksek aslî iyiyi, değer verilen şeylerin doruk noktasında bulunan özsel iyiyi belirlemeye çalışmışlar ve bu en yüksek iyinin belirlenmesi durumunda ahlâkî ikilemlerin de çözüleceğini savunmuşlardır. Söz gelimi, en yüksek iyinin haz olduğu belirlenebilirse, ahlâkî yükümlülükler arasındaki çatışma en azından teorik olarak en yüksek hazzı üretecek eylem tarzının seçilmesiyle bir çözüme kavuşturulabilir; veya Tanrı'nın en yüksek özsel iyi olduğunun bilinmesi durumunda, ikilemler Tanrı'nın irâdesine en uygun düşen eylemlerin seçilmesi suretiyle çözülebilir.​
D. Ross, The Right and the Good, Oxford, 1939.​
P. Singerfcd.), A Companion to Ethics, London, 1993.​
Ayrıca bkz., AHLÂK, AHLÂK VE ETİK, ETİK, ETİĞİN TARİHİ, PLATON, ROSS.​
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları​
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst