2008 yılında Sırbistan’daki bir belediye otobüsünde yakalanana kadar Radovan Karadzic (1945–) Balkanlar’ın en çok aranan adamıydı. Bosnalı Sırpların lideri olan Karadziç, 1990’larda Balkanlar’da yaşanan gerilimler sırasında binlerce Bosnalı Müslüman’ın ölüm emrini vermişti. Karadziç şu anda uluslararası bir mahkemede işlediği savaş ve soykırım suçları için yargılanmayı bekliyor. Savcının iddiasına göre Karadziç, Bosna Savaşı sırasında Saraybosna’nın bombalanması emrini vermiş ve binlerce...
Beşyüzden fazla FBI ajanı Unabomber’ı bulmak için tam on yedi yıl çalıştı. Bu adam 1978-1995 yılları arasında, hayvanlar üzerinde deney yapan birçok laboratuvara bombalı mektup yollamıştı. En sonunda bombacının kardeşi onu yetkililere teslim ederek bu gizemli soruşturmaya bir nokta koydu. Bombacının adı Theodore Kaczynski’ydi (1942–). Parlak ama sorunlu bir matematikçi olan Theodore, Montana ormanlarındaki küçük bir barakada yalnız yaşıyordu. Üniversite profesörlerine ve hava yolu şirketi...
Askeri diktatör Augusto Pinochet (1915–2006) 1970 ve 1980’lerde Şili’yi demir yumrukla yöneterek uluslararası alanda siyasi baskıların sembolü haline geldi. Pinochet döneminde binlerce politik muhalif kayboldu. Bir o kadarı da işkence gördü, hapsedildi ve sürgüne gönderildi. Pinochet, iktidarının büyük bölümünde aralarında ABD’nin de bulunduğu Batılı devletlerin desteğini aldı. Komünizme karşı olduğu için, 1973 yılında Şili’nin demokratik seçimlerle iş başına gelen iktidarını devirmesi ABD...
Pahalı giysileri, fönlü saçları ve desenli çorapları nedeniyle “Dapper Don” (Şık Don) adı verilen John Gotti (1940–2002), son yılların en ünlü mafya babalarından biriydi. New York’lu Gambino ailesinin lideri olarak büyük bir suç imparatorluğu kurmuştu. Aile tefecilik, araba hırsızlığı, eroin ticareti gibi işleri yürütüyordu. Gotti, 1992 yılında cinayet ve haraç kesmekten mahkum oldu. Cezaevine gönderilmesi ve müebbet hapse mahkum edilmesi devletin organize suça karşı kazandığı önemli bir...
E. Howard Hunt (1918–2007) Watergate Skandalı’nın merkezinde yer alan isimlerden biriydi. 1972 yılında Demokrat Parti binasına zorla girmeye çalışan ekibi organize eden Beyaz Saray görevlisi olarak ünlendi. Hırsızların yakalanması ve Hunt’la olan bağlantısının açığa çıkması başkan Richard M. Nixon’un (1913–1994) 1974 yılında istifası ile sonuçlanan bir dizi olayı da beraberinde getirdi. Hunt’un arkadaşı muhafazakar yazar William F. Buckley’nin (1925–2008) sözleriyle “Nixon’ın istifasında...
Byron De La Beckwith (1920–2001) mahkemede kendine güveniyordu. Bir Konfederasyon rozeti takmıştı. Bu Ku Klux Klan üyesi, sivil haklar aktivisti Medgar Evers’ı (1925–1963) öldürmek suçundan Mississippi mahkemelerinde daha önce iki kez zaten yargılanmıştı. Her iki seferde de sadece beyazlardan oluşan jüri üyeleri onu mahkum etmeyi reddetmişti. Martin Luther King Jr. (1929–1968) bir keresinde şöyle demişti: “Ahlak anlayışları çeşitlidir. Ama hepsinin temelinde adaletin eninde sonunda yerini...
Albert Speer’in (1905–1981) arkasında bıraktığı miras oldukça tartışmalıdır. Üst düzey bir Nazi görevlisiydi. Adolf Hitler’in (1889–1945) en yakın arkadaşlarından biriydi. Savaştan sonra köle emeği kullanmakla suçlanmış ve yirmi yıla mahkum edilmişti. Ölüm cezasından kıl payı kurtulmuştur. Eski Nazi liderleri arasında yer alan Speer, Nuremberg yargılamalarında suçunu kabul eden tek kişidir. Pişmanlık göstererek hatalarını telafi etmeye çalışmıştı. Savaş bitene kadar Yahudi Soykırımı’ndan...
Pek çok mafya filmine ilham kaynağı olan Şanslı Luciano (1897–1962), Sicilya doğumlu bir gangsterdi. 1920’ler ve 1930’larda New York’un en güçlü mafya lideri olmuştu. Hiyerarşinin en üstüne çıkana kadar kanlı cinayetlerle rakiplerini ortadan kaldırmış, Yahudi ve İtalyan mafyaları arasında barış sağlamış, kendisini ulusun en zengin insanlarından biri haline getiren bir suç imparatorluğu kurmuştu. Luciano, II. Dünya Savaşı’nda gizli tutulan ama son derece önemli bir rol oynamıştır...
Kate “Ma” Barker (1872–1935) (Kate Barker Ana) Orta Batı’da banka soyguncularından oluşan bir ailenin kadın reisiydi. Büyük Buhran sırasında Barker ve oğullarının adı Oklahoma’dan Chicago’ya uzanan düzinelerce banka soygunu ve cinayete karışmıştır. Barker halk düşmanı ilan edilmiş, ülke çapında bir insan avının hedefi olmuştur. En sonunda çetesiyle birlikte Florida’da sıkıştırılmış ve FBI tarafından vurulmuştur. Missouri’de doğan Kate Clark, 1890’lı yıllarda George Barker adında bir adamla...
Hiçbir şey Amerikan kamuoyunu 1932 yılında Charles Lindbergh’in (1902–1974) bebeğinin kaçırılıp öldürülmesi kadar etkilememişti. Aralarında hizmetçinin, dadının ve mafya üyelerinin de bulunduğu düzinelerce şüpheli yüzyılın suçu olarak değerlendirilen olay kapsamında sorgulanmıştı. Ancak en sonunda Amerika’nın en ünlü pilotunun çocuğunu öldüren kişinin, Bruno Hauptmann (1899–1936) adında bir Alman göçmen olduğu ortaya çıktı. Hauptmann elektrikli sandalyeye giderken bile masum olduğunu iddia...
Avrupa’nın ilk faşist lideri olan Benito Mussolini (1883–1945), yirmi bir yıl boyunca İtalya’nın diktatörü oldu. Ülkesini demir yumrukla yönettiği iktidarı boyunca özgür basını yasakladı, rakiplerini ezdi ve Alman müttefiki Adolf Hitler (1889–1945) için ilham kaynağı oldu. Karizması ve renkli söylevleri ile bilinen Mussolini, ülkesini II. Dünya Savaşı sırasında harabeye çevirmeden önce çok geniş bir halk desteğine sahip olmuştu. Mussolini bir demircinin ve öğretmenin oğluydu. İtalya’daki...
Chicago’nun gangster kralı Al Capone (1899-1947), 1920’lerin başında bir efsane haline gelmişti. Amerika’nın orta batısında kaçakçılardan, yozlaşmış polislerden, kaçak içki satıcılarından ve alemcilerden oluşan büyük bir suç ağını kontrol ediyordu. 1931 yılında gücünü kaybetmeye başlayıncaya kadar kendisi de yemeye, sigaraya, liköre ve kadınlara düşkünlüğü ile biliniyordu. Bilinçli bir şekilde olmasa da Al Capone bir yasağın kaldırılmasına katkı sağlamıştır. 1919 yılında getirilen içki...
Charles Ponzi (1882–1949), İtalya’dan Boston’a göç ettiğinde sahip olduğu tek şey üzerindeki giysi ve cebindeki birkaç dolardı. Daha sonra bir gazeteye demeç verirken “Ben bu ülkeye 2.5 dolar nakitle ve 1 milyon dolar umutla geldim. Umutlarım beni hiç yalnız bırakmadı,” sözlerini sarfedecekti. En sonunda 15 milyon dolarlık bir servete kavuşan Ponzi, aslında Amerikan rüyasının sembolü olabilirdi. Ancak adı, yaklaşık 40.000 Bostonlu’yu mağdur eden finansal yolsuzluklara karıştı. Bu olay...
Güneşte uçan rengarenk bir kelebek gibi yaşamak isterdim. — Mata Hari Asıl adı Margaretha Zelle (1876–1917) olan Mata Hari, egzotik bir dansçı ve I. Dünya Savaşı sırasında Almanlar hesabına casusluk yapan bir fahişeydi. Hayatı ve casusluk kariyeri ile büyük bir üne kavuşmuş, kitap ve filmlere ilham kaynağı olmuştur. Pek çokları Mata Hari’nin özgür ruhlu cinselliği için haksız yere suçlandığını ve başarısızlıkları için bir günah keçisi arayan Fransızlar tarafından kullanıldığını...
Lizzie Borden bir balta aldı Annesine kırk darbe vurdu Ne yaptığını görünce Babasına da kırk bir darbe vurdu — Anonim 4 Ağustos 1892 tarihinde 19. yy’ın en korkunç suçlarından biri işlendi. Andrew (1822–1892) ve Abby Borden (1828–1892) Massachusetts’teki evlerinde baltalı bir katil tarafından öldürüldüler. Şüpheler kısa sürede kızları Lizzie (1860–1927) üzerinde toplandı. Olayın son derece vahşi olması New England genelinde büyük bir sarsıntıya yol açtı. Hemen herkes cinayeti Borden’ın...
1888 yılında Londra’nın kenar semtlerinde en az beş fahişeyi öldüren Karındeşen Jack lakaplı katilin hikayesi en gizemli suç vakalarından birisidir. Jack asla yakalanamamış, gerçek kimliği hep bir tartışma konusu olarak kalmıştır. Günümüze kadar cinayetlerin ardındaki kişi ile ilgili düzinelerce teori ortaya atılmıştır. Cinayetler Londra’nın yoksul bir bölgesi olan Whitechapel’de yaşandı. Burası yaklaşık 1200 fahişenin yaşadığı bir yerdi. Karındeşen -bu lakap olaylarda kullanılan kan...
Azılı bir soyguncu olan Ned Kelly (1855–1880) Avustralya’da bir efsane olmuş, adeta bir halk kahramanına dönüşmüştür. Sömürge yönetimine karşı el yapımı bir zırhla silahlı çatışmaya girdiği son başkaldırısı ona büyük bir ün kazandırmıştır. Yakalanmış ve üç polisi öldürmekten dolayı hüküm giymiştir. Yirmi dört yaşındayken Melbourne’da asılmıştır. Bir Katolik olan Kelly, yaptıklarına gerekçe olarak Avusturalya’da Katoliklere yapılan baskıları gösteriyordu. Bazılarına göre o baskıya karşı...
Vahşi Bill Hickok (1837–1876) ilk bakışta iyi bir adam gibi görünüyordu. İç Savaş sırasında Birlik Ordusu için çarpışmış, hayatının büyük bir bölümünde kanun adamı rozeti taşımıştı. Batıdaki birkaç kasabada şeriflik yapmış, düzeni ve kanunu korumakta nadiren başarısız olmuştu. En azından düzeni korumakta! Hickok aynı zamanda Amerika’nın batısındaki en namlı silahşörlerden biriydi. Arkasında haksız yere öldürdüğü düzinelerce ceset bırakmıştı. Kumarbaz, düellocu ve hızlı bir silahşördü...
Jesse James (1847–1882), 1860’lar ve 1870’lerde gerçekleştirdiği bir dizi banka ve tren soygunu ile Amerikan folklorünün önemli bir unsuru haline gelmiştir. Eski Konfederasyon askerlerinden oluşan çetesi Missouri, Kansas, Iowa ve Minnesota gibi bölgelerde dehşet saçmıştır. En sonunda James, kendi adamlarından biri tarafından vurularak öldürülmüştür. James yaşadığı dönemde bir efsane haline gelmişti. Sonrasında bu efsane devam etmiş ve bir Amerikan Robin Hood’u olarak algılanmıştır. Ne var...
14 Nisan 1865. Güzel bir Cuma günü. Washington şehrinde bayram coşkusu var. İç savaş fiilen sona ermiş durumda. Konfederasyon generali Robert E. Lee (1807–1870) beş gün önce teslim olmuş. Başkan Abraham Lincoln (1809–1865) ve eşi First Leydi Mary Todd Lincoln (1818–1882) kutlama yapmak için o akşam Ford Tiyatrosu’nda “Our American Cousin”i (Amerikalı Kuzenimiz) izlemeye gittiler. Tiyatroda onlar için hazırlanan bayrağa sarılı locaya olması gerekenden daha geç vardılar. Oyun birkaç dakika...
Henry Wirz (1822-1865), ABD İç Savaşı’ndan sonra savaş suçları nedeniyle idam edilen tek kişidir. Daha sonra Wirz’in günah keçisi mi ilan edildiği yoksa gerçekten de on binlerce Birlik (Unionist) mahkumunun ölümünden sorumlu mu olduğu konusunda bir tartışma yaşanmıştır. Wirz, Georgia’daki Andersonville’de Güney’in en büyük esir kampının yöneticisiydi. Açık kaldığı on dört ay içerisinde kampın 49.482 mahkumdan on 3 bini açlık, kangren, iskorbüt ve diğer hastalıklardan dolayı hayatını...
Çok korkulan bir korsan olan Çinli fahişe Cheng İ Sao (1785-1844), 1807 ve 1810 yılları arasında yetmiş bin hayduttan oluşan bir çeteyi yönetmiştir. Onun liderliği altındaki korsanlar, Çin sahilindeki köyleri yağmaladılar ve haraç kestiler. Garip bir biçimde gücünün doruğuna ulaşan Cheng İ Sao korsanlığı bırakmaya karar verdi. Çin hükümeti tarafından affedildi ve denizlere veda ederek karada yaşamaya başladı. Shih Yang adıyla doğan Sao, Güney Çin Denizi’nde “çiçek gemisi” adı da verilen bir...
Benedict Arnold (1741-1801) Amerikan Devrimi sırasında saf değiştirerek İngilizlerin tarafına geçen bir Amerikan generalidir. Açgözlülüğü ve hırsı onu bu ihanete sürüklemiştir. İhaneti neticesinde neredeyse büyük önem taşıyan West Point’teki Amerikan üssünün kaybına neden oluyordu. Yaptıkları nedeniyle Arnold’un adı vatan haini olarak anılmaktadır. Saf değiştirmeden önce Arnold sevilen bir kişiydi. 1775 yılında New York’taki Fort Ticonderoga saldırısının liderlerinden biri olarak görev...
O gösterişli bir hırsız ya da belki de sadece sıradan bir suçluydu. İngiliz bir soyguncu olan Dick Turpin’in (1705-1739) hayatı ölümünün ardından fazlasıyla romantize edilmiştir. Baladlara, filmlere, dizilere konu olan kişi ile gerçek tarihi karakter arasında ise pek bir benzerlik yoktur. 18. yy İngilteresi’nde işlediği cinayetler ve yaptığı soygunlar ile Turpin’in adı oldukça kötüye çıkmıştı. Yakalanıp idam edilene kadar ulusun en çok aranan adamıydı. Onun suç kariyeri İngiltere’nin ilk...
Daha çok “Blackbeard” adıyla bilinen Edward Teach (1680–1718), korsanlığın altın çağı olan 18. yy’ın başlarında yaşamış ünlü bir İngiliz korsanıdır. Uzun boğumlu sakalı, kırmızı ceketi ve her iki yanında asılı duran kılıçları ile denizcilik dünyasında korku veren bir imaja sahip olmuştur. Ancak bu kariyeri oldukça kısa sürmüş ve Kuzey Carolina’da sıkıştırılıp öldürülmesi ile son bulmuştur. Blackbeard’ın hayatının erken dönemleri, belirsizliğini korumaktadır. İngiltere’de doğmuş ve İspanyol...
Çar 4. İvan (1530-1584) on binlerce Rus’un ölümünden sorumludur. Komşu ülkelere karşı üç savaş başlatmıştır. Elindeki bir asa ile kendi öz oğlunu bile öldürmüştür. Tarihe Korkunç İvan adıyla geçen Çar, Rusya’nın en gaddar yöneticileri arasında yer almaktadır. Bununla birlikte, İvan’ın zalim yönetimi altında iç ve dış politika alanında önemli başarılar elde edilmiştir. İvan, merkezi yönetimin gücünü artırmış ve geleneksel Boyar aristokrasisinin iktidarını zayıflatmıştır. Ülkenin sınırlarını...
Martin Guerre, kimliği çalınan sıradan bir Fransız köylüsüdür. 1548 yılında savaşa giden Guerre yıllar sonra evine geri döner. Ne var ki adını, ailesini ve evini bir başka adam almıştır. Üstelik Arnaud du Tilh (1524-1560) adındaki bu dolandırıcı, Guerre’nin karısını bile ikna edecek kadar başarılıdır. Guerre’nin dönüşünün hikayesi ve du Tilh’in sahtekarlık ve zina ile yargılanıp suçlu bulunması romanlara, filmlere, çizgi filmlere, bilimsel kitaplara ve hatta bir müzikale bile konu olmuştur...
Hüküm sürdüğü dönemde yaşanan dini baskılar nedeniyle “Kanlı Mary” olarak adlandırılan 1. Mary (1516-1558), İngiltere tahtına oturan ilk kadındır. Babası 8. Henry’nin (1491-1547) yasakladığı Katolikliği yeniden yaygınlaştırmaya çalışmıştır. Bu kararından hoşnut olmayan yüzlerce insanın kazığa bağlanılıp yakılması emrini vermiştir. Mary’nin çabaları başarısız olmuş ve Katolik inancına karşı daha büyük bir muhalefetin gelişmesine neden olmuştur. Mary’nin ölümünün ardından tahta çıkan üvey...
İspanyol engizisyonunun ilk lideri olan Tomas de Torqueda (1420-1498), 15. yy’da kurulan dini mahkemeleri yönetmiş ve binlerce insanı ölüme mahkum etmiştir. “Gizli” Yahudi ve Müslümanları, heretikleri, zina yapanları ve büyücüleri hedef alan engizisyon mahkemeleri, İspanya’daki dini yapının birliğini korumak istemiştir. Ortaya çıkan sonuçsa kuşkusuz ki insanlık tarihinin en acımasız dini bağnazlık örneklerinden biri olmuştur. Torquemada’nın döneminde kazığa bağlanarak yakılan insanların...
Prens 3. Vlad (1431-1476), Osmanlılar’ın Eflak’ı işgalini geri püskütmüştür. Bu başarısı nedeniyle günümüzde Romanya’da bir halk kahramanı olarak görülmektedir. Diğer taraftan, düşmanlarına karşı kullandığı sadist cezalandırma teknikleri ve kötü bir nam salmış olan lakabı ile tanınmaktadır: Drakula. Bram Stoker’ın (1847-1912) kurgusal vampirinin tarihsel isim babası olan prens, aynı zamanda Kazıklı Voyvoda ve Vlad Tepeş isimleri ile de tanınmaktadır. Transilvanya’da doğmuştur...

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst