1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Hindistan, hem coğrafyası hem de kültürüyle başlı başına bir dünyadır. Kuzeyde Himalayalar'ın zaman nedir bilmeyen buzullarından, büyük akarsuların suladığı verimli ovalara ve güneydeki tropikal sıcaklıklarla kaynayan bölgelere kadar uzanan, her türlü iklimin görüldüğü, 650 milyonu aşkın insanı barındıran, dillerin, dinlerin ve kültürlerin beşiği olan bu dev ülke, arkeolojinin saptayabildiğine göre, en azından dört beş bin yıl gerilere giden tarihiyle, hem insanlığın ilk uygarlıklarından birinin kalıntılarının hem de felsefî düşüncelerin bizce bilinen en eski kanıtlarının bulunduğu yerdir. Kazılarla yeni buluntuları ortaya çıkarması rastlantılara bağlı olan arkeolojinin, ileride ne yenilikler getireceği hiç belli olmaz. Ancak Mohenjo-Daro adındaki uygarlığın kalıntılarını kürekler 1924 yılında ilk kez gün ışığına çıkardığında, uygarlık tarihine yeni bir sayfa açılmıştır. Sağlam ve birkaç katlı evleri, dükkânları ve geniş caddeleri olan ve birbiri üstünde kat kat yükselen kentlerin yapılış tarihini, uzmanlar İÖ üçüncü ya da dördüncü bin yıla kadar çıkarmışlardır. Burada bulunmuş olan ev eşyaları, süslü çanak çömlekler, silahlar ve takılar sanat değeri açısından eski Mısır, Babil ve hatta Avrupa'daki benzerlerinden hiç aşağı değildir.​
İÖ ikinci bin yılın ortalarına doğru, aşağı yukarı İÖ 1600 yıllarında - eski tarihler kesin olarak belirlenemediğinden ancak kestirilebilir - kuzeyden gelen, kendilerine «Aryas» (Aryalar) diyen bir kavim (budun) Hindistan'ı yavaş yavaş ele geçirmeye başladı. Arya sözcüğünün anlamı kimi araştırmacılara göre «soylu» demektir, bu durumda «Aryas» sözcüğünden «soylular» anlamı çıkıyor. Başka araştırmacılar bu sözcüğün «inananlar» anlamına geldiğini ileri sürüyorlar ki o zaman bu, Aryaların dinine inananlar demek oluyor; daha başka araştırmacılarsa «arya» sözcüğünü «çift sürmek» sözcüğünden türeterek, Aryaların «çiftçiler» anlamına geldiğini belirtiyorlar. Dilbilim , 19. yy.'ın başında, Aryaların dilinin Batı dillerine olan yakınlığının farkına varınca Hint, İran, Yunan, Latin, îslav, Cermen, Kelt ve Ermeni dillerini kapsayan dil ailesine «Aryan» ya da «Hint-Cermen (Indogerman)» diller dendi; ve dillerdeki bu yakınlıktan yola çıkılarak Hintli Aryaların yukarıda adlan geçen halklarla birlikte çok eski bir Hint-Cermen kavimden geldikleri varsayıldı ve bu kavmin anayurdunun neresi olabileceği konusunda sonu gelmez bilimsel bir tartışma başladı. Son zamanlarda böyle bir varsayıma da kuşkuyla yaklaşılmıştır, ancak - elde yazılı belgeler yoksa da - bütün bu dillerin bir kök dilden türemiş olduğu konusunda görüş birliği vardır.​
Hindistan'ın üç ayrı bölgesinin Aryalar tarafından fethi her biri yüzyıllar süren üç aşamada tamamlandı. Yaklaşık İÖ bin yıllarına dek süren ilk dönemde kuzeybatı Hindistan'ın Indus akarsuyu boylarındaki Pencab (Beş Su) bölgesi alındı. Gene beş yüz yıl süren ikinci dönemde birbirleriyle ve yerlilerle yaptıkları savaşlar sonunda Aryalar doğuya, Ganj'ın suladığı bölgeye doğru ilerlediler ve burada kalarak yerleştiler; İÖ 500 yıllarına dek süren üçüncü dönemde ise Hindistan'ın güneyine, Dekkan yaylasına yavaş yavaş yayılan Arya kültürü burada da kök saldı.​
Eski Hint felsefesi Hint Aryaların düşünceleriyle başlar; Aryalar öncesi halklardan bazı izler - özellikle Dravid kökenli diller ve Dravid kültürü kalıntıları - kalmışsa da, onların düşünceleri ve felsefeleri üzerine bilgilerimiz yetersizdir.​
Kaynak: İlkçağ Felsefesi / H. J. Störig​
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst