1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Ayırımcılık, toplum içinde birtakım birey ve/veya grupların cinsiyet,, cinsel tercih; milHyet, dini inanç,, etnik köken,. ırk vb. karakteristiklerinden ötürü, yasalar yoluyla ve/veya sosyal hayatta sistematik bir biçimde adaletsiz muameleye maruz kalmasıdır. Her ne kadar kökenleri eskiye dayansa da, ayrımcılık, özellikle modernlik ve demokrasinin getirdiği eşitlik ilkesinin yaygınlaşmasıyla eşzamanlı olarak kolonileşme ve küreselleşme gibi tarihsel olgular sonucu farklı medeniyetlerin yüzyüze gelmesi ve Batı ülkelerine göçün artış göstermesi ile su yüzüne çıkan bir sorundur. Ayrımcılığın felsefede bir sorun olarak tanınması ise, felsefenin siyasî, sosyal, günlük sorunlara edilmesi ve bu sorunların köken ve nedenlerinin daha iyi kavranmasına yönelik çözüm önerileri üretmesi gerektiği düşüncesinin güç kazanması ile başlamıştır.​
Siyaset felsefesi, etik gibi felsefenin alt kollarının günümüz toplumunun sorunlarına odaklanıp, bunları felsefi yönden inceleyerek çözüm sunma arayışına girmesiyle, cinsel ayrımcılığa karşı feminizm ve "queer theory" (yerleşik cinsellik anlayışını eleştiren ve özcülüğü reddederek, heteroseksüelliğin kültür, cinsellik vb. alanlardaki baskınlığını hedef alarak farklı bir cinsellik anlayışı sunan teoriler), ırk ve etnik bazda ayırımcılığa karşı ırk teorisi gibi teorilerin yanısıra Yahudi felsefesi, Doğu felsefesi gibi geri plana itilmiş dünya görüşlerini yansıtan felsefeler, ayırımcılığa uğrayan grupların toplumda yer edinme mücadelesinin birer parçası olarak felsefe alanında boy göstermeye başlamıştır. Önerilen teoriler arasında görüş birliği olmadığı gibi sorunlara liberalizm, Marksizm, Hıristiyanlık, İslam gibi birbirinden epey farklı perspektiflerden bakan yaklaşımlar (radikal liberalizm, Marksist feminizm, vb.) mevcuttur.​
Her ne kadar çalışmaları öncelikli olarak ayırımcılık üzerinde yoğunlaşmamış olsa da, toplumsal sorunların kaynağını sadece bugünde değil, tarihte ve Batı medeniyetinin kuruluş ilkelerinde arayan, bu sorunları ortadan kaldırmak için sadece önyargıların giderilmesinin yeterli olmayıp toplumdaki düşünme, anlama, üretim, dağıtım, tüketim, sunum biçimlerinin zorunlu kökten değişiminin ve yeniden yapılanmasının kaçınılmazlığını savunan birinci kuşak Frankfurt Okulu düşünürleri de ayrımcılığın kökenleri üzerine düşünce üretmiştirler.​
T. VV. Adorno M. Horkheimer, Aydınlanmanın Diyalektiği (çev. O. Ozügül), 2 cilt, İstanbul: Kabalcı Yayınevi, 1995-1996.​
T. Bottomore, Frankfurt Ökulufçev. A. Çiğdem), İstanbul: Ara Yayıncılık, 1990.​
T. Adorno Negative Dialectics(trans. by E. B. Ashton), London, Routledge, 1973.​
T. VV. Adorno VV. Horkheimer, Dialectics of Enlightenment(trans. J. Cunning), Verso, 1979.​
S. de Beauvoir, The Second Sex(trans. by H. M. Parshky), Harmondsworth, Penguin Boks, 1972.​
Fanon, The Wretched oftne Earth(trans. by C. Farringiton), Harmondsworth, Penguin Books, 1969.​
L. Ingaray, The Sex Which is not One(trans. by C. Porter -C. Burke), Ithaca, Cornel University Press, 1985.​
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları​
Ayrıca bkz., FEMİNİZM, KÜLTÜR, KÜRESELLEŞME, TERSİNE AYIRIMCILIK, TOPLUMSAL CİNSİYET.​
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst