1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Augustinusçu Dil Anlayışı, Ortaçağ düşünürü Aziz Augustinus'un, kendi içinde yeni ve ondan önceki ya da sonraki dil görüşlerinden çok farkh bir unsur içermemekle birlikte, ünlü çağdaş düşünür Wittgenstein'ın Philosophical Investigations [Felsefi Soruşturmalar] adlı eserinin daha hemen başında, kendi kullanımsal anlam teorisi ve bir oyun olarak dil görüşünün karşısında bulunan, dili gerçekliğin özünü yansıtmakla görevli kılmış bütün klâsik veya kendi deyimiyle "dilin işleviyle ilgili bütün ilkel görüşlerin" örneği veya temsilcisi diye verdiği, dil görüşünü tanımlar.​
Wittgenstein'in birçok karmaşık felsefi teorinin temelinde bulunduğunu söylediği ve bu arada, dille ilgili hayli gelişmiş bir dil teorisinden ziyade, dile dair proto-teoretik bir paradigma diye nitelediği söz konusu Augustinusçu dil resminin temel iddiaları şunlardır: (1) Tek tek her bireysel sözcüğün bir "anlamı" vardır. (2) Bütün sözcükler isimler olup, nesnelerin yerini tutar. (3) Bir sözcüğün anlamı onun yerini tuttuğu nesnedir. (4) Sözcükler veya isimlerle onların anlamlan arasındaki ilişki, sözcükle nesne arasında zihinsel bir çağrışım yaratmakla yükümlenmiş tanım türü, yani göstererek yapılan tanımlar tarafından sağlanır. (5) Cümleler isimlerin bir birleşimi olmak durumundadır.​
Augustinus'un dil resminin bu beş temel iddiasından, Wittgenstein'a göre, hemen iki temel sonuç çıkar: (6) Dilin biricik görevi ya da işlevi gerçekliği temsil etmektir; buna göre, sözcükler gönderimde veya atıfta bulunur, cümleler ise betimler. (7) Çocuk sözcük ile nesne arasındaki bağı yalnızca düşünme yoluyla kurabilir; bu ise çocuğun, genel kamusal dile sahip olmazdan önce, özel bir dile sahip olmak zorunda olduğu anlamına gelir.​
Wittgenstein'a göre, bütün bu iddia ve sonuçlar, kendisinin her birini tek tek eleştirdiği dört büyük başlık altında toplanır: I Gönderimsel anlam ya da sözcük-anlamı konsepsiyonu; U cümle bağlamında betimleyici bir görüş; UI dilin temellerini "göstererek yapılan tanımlar"ın sağladığı görüşü ve IV genel, kamusal dilin gerisinde bir düşünce dilinin, özel bir dilin bulunduğu anlayışı.​
Wittgenstein'in dilin biricik görevinin temsil olmadığını, dilin gerçekliğe tutulan bir ayna olmak yerine kendi kuralları olan bir oyun olduğunu, ve dolayısıyla dil oyunlarının çokluğu olgusunu atladığını söyleyerek kendisine karşı çıktığı bu anlayış, ona göre, kimi sınırlama veya belirlemelerle Platon, Aristoteles, Mill, Saussure, Bolzano, Meinong ve Frege gibi filozoflar tarafından benimsenmiş olan aynı dil resmini İfade eder.​
L. Wittgenstein, Felsefi Soruşturmalar (çev. D. Kanıt), İstanbul, 2000​
H. J. Glock, A Wittgenstein Dictionary, Oxford, 1996.​
A. Cevizci, Ortaçağ Felsefesi Tarihi, Bursa, 2. baskı, 2001.​
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları​
Ayrıca bkz., ANALİTİK FELSEFE, ANLAM, ANLAM KURAMLARI, AUGUSTINUS, DİL FELSEFESİ, WITTGENSTEIN.​
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst