1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Carl Hempel 1962 tarihli makalesinde tümdengelimli yasabilimsel (deductive nomological) açıklama modelini tartışırken, bu modelin öndeyi (prediction) ve artdeyinin (retrodiction) mantıksal yapısını da betimlediğini ileri sürmüştür. Bu modelde açıklanması gereken deneysel fenomeni betimleyen ifade (E) önbileşen koşullarının ifadesi (Cı, C2, ... Ci) ve genel yasalardan (Li, L2, ...Lk) mantıksal olarak çıkarımlanır. Model öndeyi veya artdeyiye uygulandığında, E açıklanması değil öndeyilenmesi veya artdeyilenmesi gereken fenomeni betimler.​
Daha önce ise Hempel ve Oppenheim açıklama ve öndeyiyi karşılaşanken bu çıkarım biçimlerinin mantıksal yapısının aynı olduğunu, aradaki tek farkın açıklamada E'nin çıkarımı yapan bilim adamının geçmişinde, öndeyide ise geleceğinde olduğunu iddia etmiştir. Ancak Nicholas Rescher ve Michael Scriven gibi bazı bilim felsefecileri bu iddiaya karşı çıkmıştır. Söz gelimi Rescher'e göre, açıklamada çıkarımın yönü geçmişe, öndeyide ise geleceğe doğrudur. Scriven da öndeyide şimdiki ve gelecek olaylar arasında, açıklamada ise şimdiki ve geçmiş olaylar arasında bir ilişki kurulduğunu iddia etmiştir. Rescher'in açıklama ve öndeyide çıkarım yönünün birbirine zıt olduğu görüşüne karşı çıkan Hempel'e göre, Rescher açıklama ve artdeyiyi birbirine karıştırmaktadır çünkü hem açıklamada hem de öndeyide önbileşen koşulları, açıklanması veya öndeyilenmesi gereken olaydan zamansal olarak önce gelmektedir ve bu nedenle her ikisinde de çıkarımın yönü "önce"den "sonra"ya doğrudur. Böylece Hempel artdeyiyi, önbileşen koşullarının artdeyilenecek fenomenden sonra olması şeklinde tanımlayarak açıklama ve öndeyiden ayırt etmiştir.​
Adolf Grünbaum, Hempel ve Oppenheim'ın açıklama ve öndeyinin bakışımlılığı savını şu şekilde yorumlamaktadır: Açıklanması/ öndeyilenmesi gereken fenomen (E) açıklamada bilimcinin geçmişinde, öndeyide geleceğinde ise, önbileşen koşulları (C;) hem açıklamada hem de öndeyide E'den önce de olabilir, sonra da. Grünbaum bu yorumunda haklıdır, çünkü Hempel ve Oppenheim açıklama ve öndeyi için Ct ve E'nin birbirlerine göre öncelik/sonralık ilişkisini belirten bir kuraldan söz etmemiş, sadece E'nin geçmişte veya gelecekte olmasını bir ölçüt olarak ileri sürmüştür. Diğer yandan, Grünbaum, Hempel'in 1962 tarihli makalesinde artdeyi ve öndeyiyi ayırt ederken farklı bir kuraldan söz ettiğini anımsatmaktadır. Bu kurala göre, artdeyide G E'den sonrayken, öndeyide, G E'den öncedir.​
Hempel'in iki kuralı birarada düşünüldüğünde açıklama, öndeyi ve artdeyi arasında bazı örtüşmeler ortaya çıkmaktadır. Hempel ve Oppenheim’ın 1948 tarihli makalesinde belirttikleri kural uygulandığında çıkarımı yapan bilimcinin geçmişinde yer alan çıkarımlar açıklama (H-açıklama) sonrasında yer alanlar ise öndeyi (H-öndeyi) olarak sınıflandırılacaktır. Ancak Hempel'in 1962 tarihli makalesinde artdeyi ve öndeyiyi ayırt ederken öne sürdüğü kuralda ise önbileşen koşulları ile artdeyilenecek veya öndeyilenecek fenomenin birbirine göre öncelik ilişkisi esas alınmıştır. Bu durumda, H-açıklama ve H-öndeyinin her biri birer öndeyi ve artdeyiyle örtüşmektedir.​
H-öndeyi ve artdeyi örtüşmesi şu şekilde ortadan kaldırılabilir. Eğer G'nin E'den sonra olduğu durumda, çıkarımının açıklama ve öndeyi değil, fakat artdeyi olduğu kabul edilirse bu örtüşmenin bir ayağı —artdeyi ile Höndeyi örtüşmesi— tamamen ortadan kalkar çünkü E'nin bilimcinin geleceğinde olması durumunda eğer Q E'den sonra ise bu artdeyi, önce ise öndeyidir. (Bu durumda insan merkezci bir "şimdi"ye de gerek yoktur, çünkü geçmişte veya gelecekte eğer G E'den sonra ise bu artdeyidir.) H-açıklama ve artdeyi örtüşmesinde de G'nin E'den sonra olduğu çıkarımlar artdeyi olarak tanımlanarak artdeyi ve açıklama birbirinden ayrılır.​
Bu örtüşmelerin ortadan kaldırılması için iyi bir neden de vardır. Her ne kadar korunumlu (conservative) klâsik mekanik sistemlerde artdeyi ve öndeyi bakışımlıysa da klâsik termodinamik sistemlerde bu bakışımlılık geçerli değildir. Şöyle ki, korunumlu klâsik mekanik sistemlerde G'den E'ye ve E'den G'ye çıkarım bakışımlı bir şekilde olanaklıdır. Bu duruma şöyle bir örnek verilebilir. Bir gezegenin belirli bir andaki (ti) konum, hız ve yön verilerini kullanarak bu gezegenin daha sonraki (tî) konum ve hızı hesaplanabildiği gibi, bu andan (tj) geriye doğru bir önceki andaki (ti) konum ve hızlar da hesaplanabilir. Bu durumda t/den tî'ye doğru giderken t/deki veriler önbileşen koşullarını, tî'dekiler ise öndeyilenecek fenomeni kapsar; öte yandan tî'den tfe doğru giderken tî'deki veriler bu kez önbileşen koşullarını ve tı'dekiler ise artdeyilenecek fenomeni kapsar. Bakışımlıhğın olanaklı olduğu korunumlu klâsik mekanik sistemlerde, önbileşen koşullan ve artdeyilenecek/öndeyilenecek fenomenin sırasına bakmadan geçmişte kalan her iki yöndeki çıkarıma da, artdeyi gözönüne almmadan, açıklama denmesinin bir önemi olmadığı düşünülebilir. Ancak klâsik termodinamik sistemlerde, öndeyi ve açıklama olanaklıyken artdeyi olanaksızdır. Bu durumda, eğer açıklama artdeyiden ayırtedilmezse aynı sistem için (söz gelimi klâsik termodinamik sistemler) açıklama hem olanaklı hem de olanaksız görünecektir. Diğer bir deyişle yönü önceden sonraya olan açıklamalar olanaklı, sonradan önceye olan açıklamalar olanaksız olacaktır. Ayrıca gereksiz yere iki tür açıklama tanımlanmış olacaktır.​
Hempel artdeyi ile açıklama ve öndeyi arasındaki bu bakışımsızlığı göstermek için Mavi, Yeşil, Kırmızı ve San gibi dört renkten oluşan bir "model" dünya tasarlamıştır. Bu renkler bir ekran üzerinde eşit zaman aralıklanyla (u, İ2, ia) belirmektedir. Bu renklerin ekranda belirme sırası ise şu tür yasalara bağlıdır: Lı: Yeşil her zaman Maviden sonra gelir. L2: San her zaman Yeşil ve Kırmızıdan sonra gelir. L3: Kırmızı her zaman Sarıdan sonra gelir. Böylece İ3 anında ekranın üzerine düşen rengi bildiğimizde verilen yasalar sayesinde sonraki tüm durumlar için ekranın rengi bilinebilir. Örnek olarak, İ3 anında ekranda San belirdiyse yasalar bundan sonraki sıranın KırmızıSarıKırmızıSanKırmızı ... olarak öndeyilenmesini olanaklı kılar. Ancak önceki durumlar için yasalar işe yaramayacaktır çünkü iı ve İ2 anlarında MaviYeşil ve SarıKırmızı gibi iki olasılık söz konusudur. (Diğer yandan bu model dünyada açıklamanın da olanaklı olduğu açıktır.) Bu model, açıklama ve öndeyinin olanaklı artdeyinin olanaksız olduğu bir dünyayı betimlemektedir.​
Yukarıda belirtildiği gibi bu durum sadece Hempel'in kurguladığı türden yapay sistemlerde geçerli değildir. Klâsik termodinamik sistemlerde de artdeyi ile açıklama ve öndeyi arasında benzer bir bakışımsızlık vardır. Denbigh bu tür sistemler için şu örneği vermektedir: Çevreden yalıtılmış iki metal blok birbirine değecek şekilde konumlandırılmıştır. Eğer t = 0 anında metal blokların sıcaklıkları farklıysa bu sıcaklık farkınınm zamanla azalarak ortadan kalkacağı öndeyilenebilir. Benzer şekilde, t = 0 anında eğer metal blokların sıcaklıkları aynıysa bu durumun süreceği de öndeyilenebilir. Ancak t = 0 anından geriye doğru çıkarım olanaksızdır, çünkü eğer metal blokların sıcaklıkları farklı ise, sistemin hemen biraz önce mi bu sıcaklık farkıyla oluşturulduğu yoksa daha yüksek sıcaklık farkıyla mı başlandığının bilinmesi olanaksızdır. Aynı şekilde, eğer t = 0 anında blokların sıcaklıkları eşitse bu duruma metal blokların farklı sıcaklık durumundan mı ulaşıldığını yoksa sistemin başından beri bu durumda mı olduğunu bilmenin olanağı yoktur.​
Tümdengelimli yasabilimsel model esas alındığında korunumlu klâsik mekanik sistemlerde artdeyinin olanaklı ve öndeyi ile bakışımlı olduğu, klâsik termodinamik sistemlerde ise öndeyi ve açıklama olanaklıyken artdeyinin olanaksız olduğu ortaya çıkıyor. Ancak bu sistemler ve diğer tüm fiziksel sistemler için, başlangıç koşulları, doğanın tekdüzenliliği, bilimsel yasaların belirlenimci (deterministic) ve zaman değişimsiz (t-invariant) olup olmaması, fiziksel süreçlerin tersinir/tersinmez oluşu, ve başlangıç koşullarının belirlenmesindeki hassasiyet gibi koşullar da artdeyinin sınırlarını belirleyen diğer koşullardır.​
K. G. Denbigh, "Comment on Barret and Sober's Paper on the relevance of Entropy to Retrodiction and Prediction", Brit. J. Phil. Sci. 45(1992), pp. 709-711.​
A. Grünbaum, Philosophical Problems of Space and Time, Dordrecht Reidel, Dordrecht, 1973.​
C. G.Hempel, Deductive-Nomological vs. Statistical Explanation, in Minnesota Studies in the Philosophy of Science, Vol. IH, H. Feigl G. Maxwell (eds.). University of Minnesota Press, Minneapolis, 1962,98-169.​
C. G. Hempel P. Oppenheim, Studies in the Logic of Explanation, in Readings in the Philosophy of Science, B. A. Brody (ed.). Prentice Hali, Engelwood Cliffs, 1970 [1948], pp. 8-27.​
N. Rescher, On Prediction and Explanation. Brit. f. Phil. Sci. 8, (1958) pp. 281-290.​
M. Scriven, Explanation and Prediction in Evolutionary Theory, Science 130/3374, (1959), pp. 477-482.​
Ayrıca bkz., AÇIKLAMA, BİLİM FELSEFESİ, DETERMİNİZM, DOĞANIN TEKDÜZENLİLİĞİ, GRÜNBAUM, HEMPEL, ÖNDEYİ.​
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları​
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst