1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Arhat, arh (Arhati) kökünden türeyen Sanskritçe bir terimdir. Sözlük anlamı "değerli" veya "lâyık" olan arhat terimi bilhassa Theravada Budizminde önemlidir ve ruhanî gelişimin en üst derecesine ulaşmış kimseye delâlet eder, Bununla birlikte o, Budizm öncesi ve Budizm dışındaki düşünce sistemlerinde de kullanılan bir kavramdır.​
Hint düşüncesinin Vedalar döneminde arhat ve onun fiil formu olan arhati genellikle "değerli" veya "övgüye layık" görülen kişiler veya tanrılar için kullanılmıştır. Bu bağlamda "kudretli" veya "her şeye gücü yeter kabul edilen bütün varlıklar" arhat kabul edilmiştir. Örneğin, Rigveda 1. 94, l'de tanrı Agni'ye "değerli ve övgüye lâyık biri" anlamında arhat diye hitap edildiğini görüyoruz. Upanişadlara geldiğimizde, burada arhat terimine rastlamıyoruz; buna karşılık onun fiil formu arhati ifadesinin ise, "yapabilmek, güç yetirmek" anlamında beş defa kullanıldığını görmekteyiz. Aynı şekilde arhati fiili, popüler Hinduizmin temel kaynaklarından Bhagavadgita'da benzeri anlamlarda on slokada (beyit) kullanılmıştır.​
Caynist ve Budist kutsal yazılarında arhat (Pali dilinde Arhant), öncelikle her türlü arzu, istek, nefret ve yanılgıdan uzak, her şeyi bilen ve insan üstü niteliklerle mücehhez kişi anlamını ifade eder. Ancak Caynistler bu terimi sadece kendi geleneklerinin kaynağı kabul ettikleri yirmi dört Tirtankara için kullandıkları halde, Budizmde arhatlık, başta rahip ve rahibeler gibi riyazet ve zühd hayatını seçen bütün mistiklerin yanısıra bu dinin inanç esaslarına samimiyetle inanan ve gereklerini gücü ölçüsünde yapabilen herkesin ulaşılabileceği bir idealdir. Üstelik arhat/arhant veya arhati terimlerinin Theravada Budizmine ait Pali literatürde çok geniş bir kullanıma sahiptir. Söz konusu literatürde bu terimlere yüklenen anlam, tıpkı Vedik, Hindu ve Caynist kaynaklardaki gibi bazen sıfat bazen de kullanımıyla "değerli, muktedir ve uygun olan" şeklindedir. Ancak Sutta Pitaka ve Vinaya Pitaka gibi dinin temel kaynaklarında arhat, tabiat üstü niteliklere sahip kimseler veya riyazet hayatı yaşayarak olağan üstü nitelikler kazandıkları düşünülen zahitler için kullanılmıştır.​
Bununla birlikte, Theravada Budizminde bu terimlerin en yaygın kullanımının aydınlanma veya nirvana hedefine ulaşmış insanlar olduğunu söylemek mümkündür. Başka bir deyişle, Pali dilindeki kutsal yazılarda arhant, sadece din adına emir ve yasaklar koyma yetkisini haiz kişi veya kendisine hediyeler verilmeye lâyık kimse anlamında değil, aynı zamanda arzu ve isteklerine gem vurabilmiş, zihinsel ve kalbî özgürlüğe uIaşmış, doğru bilgi ve sezgiyi yakalamış, samsara çarkından kurtulmuş, dünyaya karşı ilgiyi tamamen yok edebilmiş, geçmiş, bugün ve geleceği bilen ermiş anlamında kullanılmıştır. Kısacası arhant, Pali Yazılarında nirvanaya ulaşmış ve böylece bütün dünyevî kaygılardan kurtulmuş kişiye delâlet eder, denilebilir. Terimin daha sonra kompoze edilen bütün Budist kutsal yazılarında da büyük oranda bu anlamını muhafaza etmiştir.​
Vinaya Pitaka'da arhat kavramı, insandan daha ileri varlık veya insan üstü varlık anlamındaki "uttarimanussa" kavramıyla yakından irtibatlıdır. Uttarimanussa, dört trans durumundan birini veya daha fazlasını gerçekleştirmiş, üç boyutlu bilginin yani sıra önceki varoluşların bilgilerine sahip ve her türlü dünyevî kötülüğü alt edebilmiş biri demektir. Dolayısıyla arhatın Budist literatürde kazandığı anlamın uttarimanussa terimine çok yakın, hatta ondan mülhem olduğu söylemek pekâla mümkündür.​
Arhat kavramı, Nikâyalarda en ayrıntılı biçimde ele alınır. Öyle ki, Digha Niyaka'nın birinci cildindeki 13 bölümden onu tamamen bu konuya hasredilmiştir; diğer üç bölümde de arhatlık anlayışına dolaylı olarak temas edilmiştir. Burada arhatlık sosyal hayattaki en üst derece, dini hayattaki en değerli âyin ve en iyi asketizm yolu olarak nitelendirilir. Majjhima Nikâya'da ise arhat, eşyayı gerçek mahiyetiyle tanıyan, kötülükleri alt etmiş, doğum-ölüm ve yeniden doğuş döngüsünden kurtulmuş kişi anlamında kullanılmıştır.​
Pali Tipitaka metinlerinde arhatlık hâlini tasvir eden pek çok ifadeye rastlanır ve bunların en meşhuru şöyledir: "Yeniden doğuş yok edildi. En yüksek yaşam tamamlandı. Yapılması gereken her şey başarıyla tamamlandı. Artık bundan sonra yeni bir yaşam söz konusu değil." (Digha Nikaya, 1.84)​
Aynı hâli tasvir eden diğer bölümlerde de zihinsel sükûnete kavuşma, yeniden doğuş döngüsünden kurtulma, dört temel hakikati bilme, nihaî kurtuluşa ulaşma ve hakiki bilgiyi elde etme gibi arhatlık durumunun belirgin özelliklerine vurgu yapıldığı dikkati çeker. Ayrıca arhat ifadesinin doğal olarak zaman zaman Gotama Budda’nın sıfatı şeklinde kullanıldığı da görülür.​
Popüler Budizm'e geldiğimizde ise, burada arhat, tıpkı Anadolu Alevî-Bektaşî geleneğinde rastladığımız veli ve eren kavramları gibi sihirsel ve İlahî güçlerle donatılmış bir figür olarak karşımıza çıkar. Örneğin, Birmanya'da, Budda'nın en gözde müridi kabul edilen arhat Shin Thivali'nin isteyen herkese mutluluk verdiğine ve şans getirdiğine inanılır. Aynı şekilde Mâra'yı uysallaştıran ve onun Budizm'e girmesini sağlayan da bir başka arhat Upagupta'dır. O öylesine güçlüdür ki, fırtına ve selleri önleyebilir; her türlü doğal âfetin ve istenmeyen durumların üstesinden gelebilir. Bundan dolayı Birmanya ve Kuzey Tayland'daki Budist festivalleri Upagupta'ya takdimeler ve övgülerle başlar. Böylece başlanılan işin başarıyla tamamlanacağına inanılır. Yani, arhata övgü ve takdimeyle işe başlama, bir bakıma onun başarıya ulaşmasının garantisidir. Aynı şekilde Burma'da Budda'ya ve Sâriputta, Moggallâna, Ananda, Revata, Upâli, Kondanna, Râhula ve Govampati adlarıyla bilinen sekiz arhata uzun ömür ve sağlıklı yaşam için dualar edilir ve adlarına takdimeler sunulur. Çin ve Japonya'daki pek çok Budist manastırı ve tapmağında, bilhassa şifa beklentisiyle arhatlarm hatıralarına ve dinsel mekânların koruyucu ruhlarına takdimeler sunulması oldukça yaygındır,​
Kısacası, Budizm'e inanan kitleler tarafından nirvanaya ulaştıkları kabul edilen arhatlar, aynı zamanda insan-üstü tanrısal sıfatlarla mücehhez kimseler olarak görülür. Dolayısıyla onlar hem her türlü büyüsel ve koruyucu gücün sahibi hem de fazilet timsali varlıklardır. Böyle kabul edildikleri için de Budizm'in yaşandığı her yerde Tanrılaşmış bir insan veya insan suretine bürünmüş bir Tanrı gibi görülmekte ve sık sık tapınım objeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı onların yaşadıkları manastırlar daha yaşamlarında veya ölümlerinden sonra kutsal ziyaretgâhlar haline dönüşmüştür, denilebilir.​
The Concise Encyclopedia of Living Faiths(Ed. R. C. Zeahner), London, 1971, pp. 289-294.​
D. K. Swearer, "Arhat", Encyclopedia of Religion(ed. M. Eliade), I, pp. 403-405.​
J. S. Strong, "The Legend of the Lion-Roarers: A Study of Buddhist Arhat Pindola Bharadvaja", Numen 26 8(1979), pp. 50-87.​
Ayrıca bkz., BUDİZM, CAYNİZM, HİNT FELSEFESİ, NİRVANA.​
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları​
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst