1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Metin, anlam ve yorum teorisi tartışmaları bağlamında, postmodern ve postyapısalcı düşüncenin merkezsizleştirici, temelsizleştirici mutlak çoğulculuk ve gürecilik stratejisi, ortada köklü, aşılamaz bir belirsizlik olduğu yolunda yaygın bir his uyandırmış, onun bir tür epistemolojik nihilizm ya da anarşizmle sonuçlandığı iddia edilmiştir. İçe dönük ve nesnelcilik karşıtı yorum, kodçözüm ve yapıçözümün, bir metnin büyüsünün bozulması, parçalanarak barındırdığı keyfî iç hiyerarşilerin ve önvarsayımların açığa çıkarılması yönündeki girişimleri, yasalardan çok düzensizliklerin, kuralsızlıkların egemen olduğu bir göstergeler rejimi doğurur. Dil artık simetrik gösteren ve gösterilen birimleri içeren, açık seçik sınırlandırılmış, tanımlanmış bir yapı değil, içindeki öğelerin mutlak olarak tanımlanamayacağı, her şeyin diğerleriyle birlikte kavranıp izlenebileceği ve öğelerin sürekli olarak karşılıklı ilişki ve dönüşüm içinde bulundukları sınırsız bir ağ görünümündedir. Doğal olarak bu görüş, geleneksel anlam teorilerini tahrip etmiştir.​
Çağdaş eleştirel teoride, önceki herhangi bir "anlamı" ve "amacı" zorunlu olarak belirsizleştiren, yerinden eden, hatta silen sürekli daha yeni yorumları, daha yeni adaptasyonları önvarsayan yorumcu çoğulculuk ve güreciliğin Nietzsche esinli olduğu söylenebilir. Nietzsche'de perspektiflerin, yaratıcı yorum olasılıklarının çokluğu ve göreliliği yaşamın belirsizliğini zenginleştirirken, bilme ve anlama edimini aktif ama istikrarsız bir zemine taşır. Bu zemin, Deleuze, Lyotard ve Derrida gibi postyapısalcıların "oyun olarak yorum" kavrayışının ortaya çıkardığı yeni göstergeler rejimine olanak tanır. Bu rejimde, göstergeler yaratıcı, anarşik ve sorumsuz bir biçimde işlev gösterir, kontrol altındaki anlam sistemini aşar. Tek, belirgin bir gönderimsel okuma yoktur. Metni oluşturan göstergeler, herhangi bir ifade edilebilir anlam olasılığını bertaraf etmek için sınırsız ve keyfî bir biçimde birbirlerine karşı oynarlar. Metni özel ve özerk bir konuma taşıyan yapıçözümcü eleştiri, metnin değişmeden kalan sabit bir anlamı bulunmadığını, her okumada giderek çoğalan bir anlamlar alanı olduğunu öne sürer. Metnin gerçek, biricik, öncelikli anlamı olma iddiasıyla boy gösteren her anlam, alternatif yorum stratejileriyle çürütülebilir. Böylesi çoğul ve heterojen bir anlam kavrayışının, anlam anarşizmiyle sonuçlanacağı dillendirilmiştir​
G. Deleuze C. Pamet, DiyaloglarÇçev. A. Akay), İstanbul, Bağlam Yayınları, 1990.​
G. Deleuze F. Quattari, Felsefe Nedir? (çev. T. Ilgaz), İstanbul, 1992.​
J. F, Lyotard, Postmodern Durıtm(çev. A. Çiğdem), Ankara, Vadi Yayınları, 1997.​
F. Nietzsche, İyi ve Kötünün ötesindc(çev. A. İnam), İstanbul, Ara Yayıncılık, 1989.​
F. Nietzsche, Bilim ve Bilgeliğin Savnşt(çev. Ü. Özdağ), Ankara, İmge Kitabevi, 1990.​
Ayrıca bkz., ANLAM, ANLAMBİLİM, AŞIRI YORUM, DELEUZE, DERRİDA, LYOTARD, METİN, NİETZSCHE, POSTMODERNİZM, POSTYAPISALCLIK.​
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları​
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst