1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Aer Grekçede soluk, nefes ya da hava anlamına gelen bir sözcük olup, onun, özellikle antik Yunan felsefesi açısından büyük önemi Anaximenes tarafından arklıe olarak seçilmek suretiyle tözü tanımlaması, ve böylelikle de hava-nefes-ruh-canlılık ve tanrısallık arasında kurulacak ilişki için kapıyı sonuna kadar aralamasından oluşur. Anaximenes arkhe olarak Aer 'i elbette, her şeyden önce fizikî fenomenler çokluğu için, üyesi olduğu Milet Okulu'nun monist gerçeklik görüşüne uygun düşecek doğalcı bir açıklama temin etmek için seçmişti. Aer (hava) ebedî bir varlık ve varolan her şeyin ilk ilkesi olduğu için, onun kendisine neden olunmamış ya da kendi kendisine neden olan bir töz olması gerektiğini düşünüyordu. O sadece harekete konu olan bir varlık değil, fakat aynı zamanda hareketin nedeni olan bir varlık olmak durumundaydı. "Kendi kendisine neden olan", "kendi kendisini hareket ettiren" tanımına uygun tek bir varlık vardı ve bu da ruh veya hayattı. Arkhe canlı bir şey olmak durumundaydı, onun sadece ezelî-ebedî değil, fakat ölümsüz ve dolayısıyla ilâhi bir şey olmak gerekiyordu. O söz konusu felsefî gerekçelerle ilk ilke olarak aer’i seçti.​
Anaximenes, sürekli hareket halindeki aer’i seçerken, hiç kuşku yok ki, bir yandan da nefes ile hayatı özdeşleştiren eski ve popüler bir inanca dayanmaktaydı. Gerçekten de soluduğumuz havanın bize can veren hayat olduğu antik Yunanlılar için apaçık bir şey olup, nefes-ruh telakkisi hemen herkes tarafından paylaşılan bir inançtı. Başka bir deyişle, bu kavrayış sadece felsefeye özgü olmayıp, Yunan dinî gelenekleri ve halk arasında da yaygın olan bir kavrayıştı. Bir dişinin salt rüzgâr yoluyla gebe kalabileceği ve böylelikle yeni bir hayatın doğabileceği İlyada'da karşılaşılan bir düşüncedir. Aynı şekilde, Orpheusçular "rüzgâr tarafından sürüklenen ruhun, biz nefes aldıkça dışarıdan bedenimize girdiğini" söylüyorlardı. Karşı uçta yer alan atomcu Demokritos'la ilgili olarak da, onun bu konuda şunları söylediği anlatılır: "Havada, onun zihin ve ruh adını verdiği, bu parçacıklardan pek çok vardır. Demek ki, biz soluk aldığımız ve hava vücudumuzdan içeri girdiği zaman, bu parçacıklar da içeri girer."​
Bu şekilde anlaşılan havayı beşinci yüzyılda daha da popülerleştiren, onu hem ruhun ve hem de zihnin maddesi yapan Apollonialı Diogenes olmuştur; gerçekten de, Anaximenes'in havanın ilk madde olduğunu bildiren öğretisini alan Diogenes, onu aer’in sadece her şeyin kaynağı olmakla kalmayıp, bir yandan da evren ruhunun bir parçası olduğunu ve dolayısıyla, hem hayvanlardaki ve hem de insan varlıklarındaki ruhla mutlak bir yakınlığı bulunduğunu söyleyerek geliştirmiştir. Aristophanes'in Bulutlar'da yeni tanrıları alaya alırken, aklında muhtemelen Diogenes ve onun havayla insan ruhu veya zihni ve tanrısallık arasında kurduğu söz konusu bağlantı vardır.​
Ruhun havaya benzer olan doğası Phaidon 69e-70a'da gündeme gelir; Sokrates'in karşısındaki Pythagorasçı Cebes bu bağlantıdan önce korkar, bununla birlikte söz konusu ilişki başka bir nokta-i nazardan, bir tür kişisel ölümsüzlüğü telkin eder: Beden yok olup gidebilir, fakat aer’in saf parçasına, yani henüz beşinci öğe olarak ayırımlaşmamış olan arkhe çekimlenir. Gök cisimleri tarafından sarmalandıklarına göre, başka bir alternatif de ruhun yıldızlara çekimlenmesi olabilir. Bu inanç, eterin ayüstü âlem için korunması kaydıyla, geç Pythagorasçılığın temel unsurlarından biri hâline gelmiştir; diamonlarla ve kahramanlarla dolu olan ise, Ay ile yeryüzü arasındaki havadır. Diogenes söz konusu Pythagorasçı görüş ile ilgili olarak şunları söyler: "Tüm hava ruhlarla doludur: Bunlar daimon ve kahraman adıyla anılırlar, insanlara düşleri, belirtileri ve hastalıkları gönderenler bunlardır, hem yalnız insanlara değil, davar ve öteki sürü hayvanlarına da."​
Laeortios, Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri çev. Candan Şentuna), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2002.​
W. K. C. Guthrie, A History of Grek Philosophy, vol. 1, Cambridge, 1963.​
G. S. Kirk J. Raven M. Schofield, The Presocratic Philosophers, Cambridge, 1983.​
F. E. Peters, Greek Philosophical Terms, New York University Pres, New York, 1967​
Zeller, Grek Felsefesi Tarihi (çev. A. Aydoğan), İstanbul, 2001.​
Ayrıca bkz., ANAXIMENES, ANTİK FELSEFE, PYTHAGORASÇILAR.​
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları​
 
Konuyu Başlatan Benzer Konular Forum Cevaplar Tarih
1000Fikir Felsefe 0

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst