1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
Açık Uçluluk dili, hiçbir sınır olmadan, yeni şeyler söylemek için sınırsızca kullanabilme yeteneğine işaret eder.​
İnsan türü dışındaki herhangi bir canlı türü, kendi iletişim veya işaret sisteminde, son derece sınırlı bir mesajlar kümesi kullanabilir. İnsan olmayan bir canlı ağzını açtığı her seferde, söz konusu sınırlı mesajlar listesinden bir mesajı seçmekten daha fazla bir şey yapmaz. Oysa, insan varlığı için, bu bakımdan sonsuz bir imkânlar kümesi söz konusudur; insan, daha önce hiç kullanmadığı veya işitmediği sözleri veya ifadeleri kullanabilir ve kavrayabilir, üstelik bunu her an yapar. Kullandığımız ifadelerin, dile getirdiğimiz sözcüklerin, işittiğimiz sözlerin, hemen her zaman daha önce hiç kimse tarafından kullanılmamış ifade, sözcük ve sözler olmaları çok kuvvetle muhtemeldir. Bu sadece, somut deyimler için, fakat çok daha önemlisi soyut ifadeler için de geçerlidir.​
Bir şeyleri betimlemek, birtakım düşünceleri ifade etmek veya meram anlatmak için tamamen yeni ifadeler kullanma, mevcut sözcükleri yepyeni kalıp ya da birleşimler içinde dile getirme, başkaları tarafından kullanılan yeni sözcükleri ve deyimleri kavrama yeteneği olmadığında, insanların sadece dilleri değil, fakat hayatları da şimdi olduğundan çok daha farklı ve hatta olağanüstü yoksul olurdu. Dilin, insan varlıklarının diliyle diğer yaratıkların işaret sistemleri arasındaki büyük uçurumu bütün çıplaklığıyla ortaya koyan bu boyutu, sadece filozoflar tarafından değil, yüzyılımızda dilbilimciler tarafından da fark edilmiştir. Onun bu boyutuna bazıları üretkenlik veya yaratıcılık adını verirken, Amerikan dilbilimcisi Charles Hockett 1960 yılında açık-uçluluk terimini yeğlemiştir.​
R. L. Trask, Key Concepts in Language and Linguistics, Routledge, London, 1999.​
Ayrıca bkz., DİL, DİL FELSEFESİ, DİLBİLİM, HEIDEGGER.​
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst