Nikola Tesla (1856–1943), hayatının ilk dönemlerinde yaratıcı buluşları ve elektrikle ilgili çalışmaları ile tanınmıştı. New York City’deki bir otel odasında öldüğünde ise filmlerdeki deli bilim adamı tiplemesinin vücut bulmuş hali gibiydi. Garip davranışları, sıra dışı görünümü ve “ölüm ışınını” (death ray) bulma takıntısının bu imajın oluşmasında önemli bir payı vardı.

Tesla, Hırvatistan’da doğdu ve elektrik mühendisliği alanında eğitim aldı. Ebeveynlerinin ölümünün ardından 1884 yılında ABD’ye göç etti. New Jersey’de Amerikalı mucit Thomas Edison’ın (1847–1931) yanında çalışmaya başladı. Ancak Edison vaat ettiği bir ödemeyi yapmayınca iki bilim adamının arası açıldı.

Edison’un şirketinden ayrılan Tesla, 1886 yılında New Jersey’de kendi laboratuarını kurdu: “Tesla Elektik Aydınlatma ve Üretme Şirketi” (Electric Light and Manufacturing Company). Şirket alternatif elektrik akımının (AC) bulunmasına önemli katkılarda bulundu. Edison’un direkt akımının (DC) rakibi olan alternatif akım gerçekten de işe yarıyordu. 1890 yılındaki ünlü Akımlar Savaşı’nda (War of the Currents) Edison Tesla’nın karşısında yenilgiye uğradı. Tesla’nın AC akımının DC akımına göre pek çok üstünlüğü vardı. En büyük avantajı ise uzun mesafelere aktarılabiliyor olmasıydı. Buna karşılık Edison, AC akımının çok tehlikeli olduğunu savunuyordu.

Savaşın dönüm noktası 1893 yılında oldu. Tesla ve ortağı George Westinghouse (1846–1914), Chicago’daki Dünya Fuarı’na elektrik sağlama hakkını kazandı. Bu durum AC akımının milyonlarca insan tarafından duyulmasını sağladı. On yılın sonlarına doğru AC’nin büyük bir zafer kazandığı artık çok açıktı. 20. yy’da sadece bir avuç şehir DC kullanmaya devam etti.

Tesla bu arada yeni konular üzerinde çalışmaya başlamıştı. 1897 yılında bir radyonun patentini aldı. İki yıl sonra Colorado’da büyük bir laboratuar inşa etti. Burada atmosferdeki elektrik akımı üzerine çalışacaktı. İş adamı J. Pierpont Morgan’ın (1837–1913) desteğiyle çelik bir kule inşa etti. Kulenin üzerinden elektrik akımını kablosuz olarak aktaracaktı. Bu kule, türünün dünyadaki tek örneğiydi.

Takıntılı ve dayatmacı bir kişiliği olan Tesla hiç evlenmedi. Diğer insanlarla ilişkileri genellikle problemliydi. Ömrünün son on yılını bir otel odasında geçirdi. Güvercin besliyor ve “ölüm ışını”nı bulduğunu iddia ediyordu. Söylediğine göre “ölüm ışını” tek bir ateşlemede bir milyon kişiyi öldürebilecek, savaş gemilerini batırabilecek kadar güçlü bir silahtı. Zengin ve ünlü olarak ölen rakibi Edison’ın aksine Tesla ömrünün sonunda beş kuruşsuz kalmıştı. Üstelik tamamen unutulmuştu. Seksen altı yaşındaki ölümünün ardından odasında ölüm ışınına ait planlar aranmasına rağmen hiçbir şey bulunamadı.

Ek Bilgiler

1- Kırk yılı aşkın bir süre boyunca İtalyan mucit Guglielmo Marconi (1874–1937) ile bir patent kavgası içinde oldu. Mesele radyoyu ilk kimin icat ettiğiydi. Ölümünden birkaç ay sonra Yüksek Mahkeme Tesla’nın lehinde karar verdi.

2- 1960 yılında “tesla” terimi, bir manyetik akım yoğunluğu birimi olarak kullanılmaya başlandı.

3- “Ölüm ışını”nı tasarlamak için yıllarca uğraşmış olmasına rağmen bu silahı yapmayı asla başaramadı. 1930’larda buluşunu ABD ve İngiltere hükümetlerine tanıttı. Ancak her iki devlet de önerisini kibarca reddetti.
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst