1000Fikir

Yönetici
Yönetici
Mesajlar
1,941
MO TSE
Sesini yükselterek duyuran ve eski Çin düşüncesinin akışını belirlemiş üçüncü güçlü akım olan Mohizm, adını ve ana düşüncelerini İÖ 500 ile 396 yıllan arasında yaşamış olan Mo Tse'den (mò zi") almıştır. "Bolluk olması, darlık olmaması için çalışmak". Bu sözle bu akımın yönü ve amacı özetlenmiştir. Burada yararlı olmaya ve uygulamaya yönelik bir felsefe ortaya atılmaktadır. Çünkü bolluk yaratmaktan, refahı arttırmaktan ne anlaşılması gerektiğini Mo Tse açıkça belirtmiştir: "Eski imparatorlar", demiştir, "ülkeyi yönetirlerken iki şeyin, ülkenin zenginliğinin ve nüfusunun, çoğalmasına dikkat ederlerdi."​
Her kuram ve her uygulama bolluğu ve büyümeyi ve nüfusun çoğalmasını sağlayıp sağlamadığı açısından değerlendirilmelidir. (36) Zenginliği yok eden, aileleri parçalayan, insanları kıran en olumsuz etken ise savaşlardır. Bu nedenle Mo Tse ve iz- deşleri savaşı en çok karşı çıkılması gereken bir kötülük olarak görmüş ve halkı zaman zaman silahsızlanmaya çağırmışlardır.(37) Konfüçyüs un çok önem verdiği müzik ve güzel sanatlara ise Mo Tse yararsız uğraşlar diye karşı çıkmıştır. "Müziğe, yöneticiler kendilerini kaptırırlarsa vergiler ve halkın sırtındaki yük artar; çiftçiler, tüccarlar ve memurlar kendilerini kaptırırlarsa yararlı çalışmalardan alıkonmuş olurlar.”(38)​
Mo Tse'nin görüşleri hep yararlı olma ölçütüne göre ileri sürülmüş olduğu için katı ve tartışılmaz olmaktan uzaktır. Her görüşün yaşam deneyimlerine ve gözlemlere dayandırılması gerekir.​
Mo Tse'ye göre her kuramda şu üç nitelik bulunmalıdır: Sağlam bir dayanak, eleştirilere dayanıklılık ve uygulanabilirlik. Sağlam bir dayanak için, Mo Tse'nin kanısına göre, "eski imparatorların yaptıklarına, bakılmalıdır. Bir düşüncenin eleştirilmesi ve doğru olup olmadığının anlaşılması için denektaşı ise insanların gördükleri, işittikleridir. Sözgelimi, yazgı (kader) denen şeyin olup olmadığı, yazgının gerçekleşip gerçekleşmediğine, insanların bunu gerçekten yaşayıp yaşamadıklarına bağlıdır. "Görülmüş duyulmuşsa, o zaman derim ki, yazgı vardır. Görülmemiş duyulmamışsa, o zaman derim ki, yazgı diye bir şey yoktur."(39) Bir görüşün sınanması ise, yasalarda ve buyruklarda yer almasıyla ve bolluğa, yani zenginlik ve nüfus artışına yol açıp açmadığının anlaşılmasıyla olur.​
Mo Tse'nin, bilgi kuramının alanına giren, uygulamaya dönük ve bir yarar beklentisiyle her şeyi açıklamaya kalkan görüşleri bize bugün biraz ilkel görünebilir, ancak ahlak konusuna giren görüşleriyle çok yükseklere çıktığı da görülür. İsanın doğumundan beş yüz yıl önce şu ünlü insanı sevme ilkesini ortaya koymuştur. Şunu dilemiştir: "Herkes, keşke başka ülkelere kendi ülkesiymiş gibi baksa, başka ailelere kendi ailesiymiş gibi baksa, başka insanlara kendisiymiş gibi baksa."(40) Bu gerçekleşirse - burada Mo Tse'ye hak vermemek elde değil - her yerde barış ve zenginlik olur, gerçekleşmezse her yerde toplum düzeni bozulur, karışıklıklar baş gösterir. Ne var ki Mo Tse’deki insan sevgisi de karşılıksız ve bir yarar umma art düşüncesinden kurtulmuş değildir: "Başkalarını sevenler sevilirler."​
Gelenekçi ve resmi eski Çin dinine karşı Mo Tse'nin tutumu çok olumludur. Yine bir yarar beklentisinden sıyrılamayarak bu eski dini Konfüç- yüs'ten de daha şiddetle savunmuştur: "Herkes ruhların, iyilikleri ödüllendirme ve kötülükleri cezalandırma gücü olduğuna inanırsa, düzen bozulmaz." (42)Eski Çin dinine ve doğaüstü güçlere karşı tutumda, Lao Tse'nin eski dine aldırmadığı için bu üç büyük Çinli düşünür içinde en «solda»; eski Çin toplumunda bu dinin baş savunucusu kesilen Mo Tse'ninse en «sağda» yer aldığını söyleyebiliriz; Konfüçyüs'e gelince, onun burada da her zaman olduğu gibi «altın orta»da durduğu anlaşılıyor.(43)​
2. YANILTMACILAR
Konfüçyüs döneminde ezilmiş ve kıyıma uğramış olan Yanıltmacıların (Sofistler) başlattığı düşünce akımının uzun dönemde bastırılamayarak dirilmiş olmasına şaşırmamak gerekir. Özellikle, Mo Ustanın ölümünü izleyen yüzyılda Yanıltmacıların yine ortaya çıkmış olduğu görülüyor. İçlerinde en ünlü olanlar Hui Şi (hùi shī) ve Kung Sun Lung’tur (gōng sūn lóng).​
Bin dereden su getiren mantık oyunlarıyla şu sözlerin bile doğru olduğunu göstermeye çalışmışlardır: "Beyaz bir at, at sayılmaz"', "Uçan bir kuşun gölgesi hareket etmez."(44)​
Yanıltmacıların tartışabilmek, karşısındakileri bir tartışmanın içine çekebilmek amacıyla ortaya attıkları aşırı ve şaşırtıcı görüşlerin savunulması sırasında başvurdukları mantık oyunları ve varılan çoğunlukla yanıltıcı ve çelişkili sonuçlar bir yana bırakılırsa, bugün onların pek çok düşüncelerinin çağdaş bilimle kanıtlanabileceğini görüyoruz.​
Zaman ve yer, devinim ve durgunluk, töz ve nitelik gibi kavramlarla oynamışlar ve örneğin, bir taşın «katı» ve «ak« olmasının tözüyle (Substanz, cevher) bir ilgisi olmadığını söylemişlerdir ki, bu sav bugün bile tartışılabilir.​
3. YENİ MOHİZM
Sağlam bilgi ve keskin mantıktan daha önce, doğru ve erdemli olmayı her biri kendi açısından öğütleyen eski Çin felsefesinin üç güçlü öğretisi, Konfüçyüsçülük, Taoculuk ve Mohizm, Yanıltmacılara anlayış ve hoşgörüyle bakmamışlar, savaş açmışlardır. Özellikle kurucusunun ölümünden sonra Mohizm, yeniden dirilen Yanıltmacı düşünürlerle tartışa tartışa daha da gelişmiştir. Yeni Mohistler öğretilerini, Yanıltmacıların eleştirilerine, saldırılarına karşı savunabilmek için sağlam bir mantık temelinin üstüne oturtmak gereğini duymuşlardır.​
Yapıcı olmayan, yalnız kuşku, alay ve yıkıcı eleştirilerle yüklü olan düşünceler, saldırdıkları düşünce yapılarının sarsılmasına ya da yıkılmasına yol açabildikleri gibi toparlanmasını, sağlamlaşmasını sağlayan uyarıcı ve olumlu bir etki de yapabilir ve yıkmaya çalıştıkları düşüncenin önünde yeni ufukların açılmasına neden olabilirler.​
Yeni Mohistler kendilerini savuna savuna mantık ve bilgi kuramı alanında ilerlediler ve Yanıltmacıların tersine hep aynı yerde saymayarak sonunda, mantık ve bilginin uygulamaya ve iyi davranışa yaraması gerektiğini ve yalnızca bir araç olduğunu, amaç olmadığını göstermeye, kanıtlamaya çalıştılar. İnsanın araştırarak, deneyerek, öğrenerek ya da anlayarak edindiği tüm «bilgileri» içinde bulunduğu ortamda iyi yaşayabilmek için edindiğini ve bilginin doğru davranmaya yaradığını belirttiler. Bilginin ve kavrayışın bir işe yaraması ise "bolluk olması ve darlık olmamasının sağlanmasıyla olur” diyerek - Mo Ustanın öğretisiyle de doğrudan ilişkiyi kurmuş oldular.​
Çin, Batı kültürüne ve tekniğine açıldıktan sonra Yanıltmacıların düşünceleri ve Yeni Mohistlerin (Neo Mohistlerin) savunmaları yeniden büyük ilgi toplamıştır, çünkü Yanıltmacıların bilgi uğruna bilgi arayışlarının ve bilginin uygulanışıyla ilgilenmeyişlerinin Batı bilimine oldukça benzeyen bir yanı vardır.​
Eski Çin'de ise bu akımlar uzun süre yaşayamamışlardır.​
4. YASAKÇILAR
Bu ad altında toplanan düşünürler de Çin felsefesinin yine bu eski döneminde ortaya çıkmışlardır. Bu kimseler, bir ülkenin başarıyla yönetilebilmesi için Konfüçyüs un ve izdeşlerinin öğütlediği gibi halka iyi örnek olmanın ve bundan sonrasını törelere ve geleneklere bırakmanın yeterli olmadığını ileri sürmüş ve en ince ayrıntılara varıncaya dek iyi tasarlanmış buyurucu ve düzenleyici yasalar ve yasaklar koymak ve böylece herkesin doğru yolda olmasını sağlamak gerektiğini bildirmişlerdir.​
Görüşleri ve ilkeleri çoğunlukla Konfüçyüsçülüğünkilere benzer. Pek çok görüşte birleşen ve benzeşen bu iki öğretinin kaynaşacağı ve uzlaşacağı yerde birbirine acımasızca saldırdığı görülmüştür. Yöneticilere yaranarak güçlendikleri ve yönetimde etkin bir konuma geldikleri bir sırada, Yasakçıların (Legalistlerin) İÖ 213 yılının Büyük Kitap Yangınını çıkaranların ve körükleyenlerin başında oldukları biliniyor. O dönemde bir hükümdarın buyruğuyla resmi kitaplıklardan Konfüçyüsçülükle ilgili bütün yazılar çıkarılarak yakılmış, ve bu yasak kitapları evlerinde bulunduran kimseler için de ağır cezalar konmuştu.​
Birkaç yürekli öğrenci ve bilgin canları pahasına ellerindeki kitapları saklamasaydı, bundan bir sonraki hanedan döneminde eskisinden daha da parlak ve görkemli olarak yeniden canlanacak ve etkisi daha yüzyıllarca sürecek olan Konfüçyüsçülük olmayacaktı.​
Kaynakça:
İlkçağ Felsefesi / H. J. Störig
Felsefe Ansiklopedisi / Etik Yayınları
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst