10 Temmuz 1750 tarihinde Fransa’daki Dijon Akademisi uluslarası bir deneme yarışmasını kazanan kişiyi açıkladı. Bu kişi o zamana kadar adı hiç duyulmamış İsviçreli bir müzisyendi. Discourse on the Sciences and Arts (Bilim ve Sanat Üzerine Söylem) isimli bir kompozisyon yazmıştı. Müzisyenin adı Jean Jacques Rousseau’ydu (1712-1778).

Ödülünü kazandığı sırada Rousseau 38 yaşındaydı. Denemesi ona Avrupa çapında bir ün sağladı. Sonraki otuz yıl boyunca ulusunun en etkili ve en ateşli filozofu olarak kabul gördü.

Rousseau, Cenevre’nin Protestan bölgesinde doğmuştu. Annesi doğumundan birkaç gün sonra öldü. Saat üreticisi olan babası, henüz genç bir delikanlıyken onu terk etti. Rousseau 1728 yılında Fransa’ya gitti. Katolik oldu ve operalar yazdı. Hizmetçilik yapan müstakbel eşi Thérèse Levasseur (1721–1801) ile burada tanıştı.

Rousseau’nun ödül kazanan denemesinde yanıtını aradığı temel soru şuydu: “Bilimin ve sanatların restorasyonu ahlaki değerlerin gelişimine katkı sağlar mı?” Rousseau bunun aksini iddia ediyordu. Ona göre bu alanlarda kaydedilen ilerleme, insanoğlunun doğuştan gelen erdemlerine ve iyiliğine zarar vermişti.

Rousseau, Fransa’nın dini ve siyasal kurumlarına yönelik eleştiriler kaleme alıyordu. İnsanın iyiliğine olan inancı, Katolik doktrini ile çelişiyordu. Katolik inancına göre insan ilk günahın yüküyle doğardı. Politik eşitliğe dönük düşünceleri ise Fransız mutlak monarşisinin çıkarları ile çelişiyordu.

1755 yılında ikinci bir eser verdi: Discourse on the Origin and Foundations of Inequality. (Eşitsizliğin Kökeni ve Temelleri Üzerine) 1761 yılında ise başarılı bir roman yazdı: Julie, or the New Heloise. Belki de en iyi bilinen kitabı olan The Social Contract (Toplumsal Sözleşme) ise 1762 yılında yayınlandı. Bireysel hakları ve doğayı yücelten Rousseau’nun yazıları, Romantik hareketin ve Fransız Devrimi’nin ideallerinin gelişimine katkı sundu.

Rousseau’nun özel hayatı ise fazlasıyla çalkantılıydı. Sayısız ilişkisi olmuştu. Söylendiğine göre bir teşhirci ve mazoşistti. Kitapları dini otoriteleri eleştirdiği gerekçesiyle Paris’te yasaklanınca İsviçre’ye geri döndü ve yeniden Calvinist oldu. Daha sonra sahte bir isimle Fransa’ya geldi. Kendisine kitap yayınlamayı bırakması şartıyla ülkede kalma izni verildi. Hayatının son yıllarını nota kopyalayarak geçirdi.

Rousseau altmış altı yaşındayken Paris’in dışındaki Ermenonville’de öldü. Fransız Devrimi’nin ardından devrime yaptığı katkılar nedeniyle naaşı Pantheon’a taşındı. Bu bir Fransız’ın sahip olabileceği en büyük onurdu.

Ek Bilgiler

1- “The Social Contact” adlı kitabının yayınlanmasının ardından örgütlü dini eleştirdiği için İsviçre’deki evi kızgın bir kalabalık tarafından taşlandı. Kısa süre sonra bu ülkeden ayrıldı.

2- Politik ve felsefi yazılarına ek olarak başarılı bir opera yazdı. “Le devin du village” (Köy Falcısı) operası 1753 yılında Kral 15. Louis (1710-1774) için sahnelendi.
 
Konuyu Başlatan Benzer Konular Forum Cevaplar Tarih
1000Fikir Filozoflar 0
1000Fikir Bilim İnsanları ve Yenilikçiler 0
Piramit Filozoflar 0
Piramit Filozoflar 0

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst