Johann Gregor Mendel (1822–1884) Avusturyalı bir keşiş ve biyologtu. Manastır bahçesinde bezelyeler üzerinde yaptığı özenli deneyler genetik biliminin temellerini atmıştır. Deneylerinde büyüklük ve renk gibi özelliklerin bir nesilden diğerine nasıl aktarıldığını bulmaya çalışmıştır. Bulguları bilim adamlarının dünyayı ve hayatı algılama şeklini değiştirmiştir.

Mendel günümüzde Çek Cumhuriyeti sınırları içerisinde kalan bir bölgede köylü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yirmi bir yaşındayken Brno şehrindeki Augustinian manastırına girdi. Bu onun için yoksulluktan kurtulmanın bir yoluydu. Manastır genç keşişin bilimsel ilgisini destekledi ve onun Viyana Ünivesitesi’nde öğrenim görmesine izin verdi. 1868 yılında başkeşiş oldu.

Bezelyeler üzerine yaptığı deneyler basit bir soruya yanıt bulmayı amaçlıyordu: Hayvan ve bitki türlerinin içindeki çeşitlilikleri belirleyen şey nedir? Bir bitkinin büyük ya da küçük olmasını, bir çiçeğin beyaz ya da mor olmasını ne belirliyor?

O dönemde pek çok biyolog bu özelliklerin karışımla ilgili olduğuna inanıyordu. Karışım teorisine göre beyaz çiçekli bir bitki mor çiçekli bir bitki ile karıştığında ortaya açık pembe renkli çiçekler çıkıyordu. Benzer bir şekilde kısa boylu bir bitki ve uzun boylu bir bitkinin karışımından orta boylu bir bitki türeyecekti.

Deneyleri Mendel’e karışım teorisinin doğru olmadığını gösterdi. Bezelyelerin her zaman ya beyaz ya da mor çiçekleri oluyordu. Buna karşılık bir karışım asla ortaya çıkmıyordu. Daha da ilginci, bir özellik nesiller boyu ortada gözükmezken birdenbire ortaya tekrar çıkabiliyordu.

Mendel renk ve boyut gibi bu tarz özelliklerin her iki ebeveynden de alınan genetik materyaller tarafından şekillendirildiğini söylüyordu. Bunlara daha sonra “gen” adı verilecekti. 1866 yılında bir dergide bulgularını yayınladığında hiç ilgi görmedi. Başkeşiş olduktan sonra ise bilimsel deneyler yapmak için zaten vakti kalmamıştı. Hayatının geri kalan kısmını manastır vergilerinin toplanmasıyla ilgili bir sorunla uğraşarak geçirmek zorunda kaldı.

Mendel böbrek rahatsızlığından öldüğünde altmış bir yaşındaydı. On beş yıl sonra makalesi yeniden keşfedildi. Ölümünden kısa bir süre sonra genetiğin babası olarak adlandırılmaya başlanacaktı.

Ek Bilgiler

1- Mendel deneylerinde yedi farklı özelliği incelemişti, 28 bin bezelye üzerinde çalışmış ve deneyleri yapmak sekiz yılını almıştı.

2- Mendel özelliklerin bir kuşaktan diğerine geçtiğini ortaya koysa da bu sürecin nasıl işlediği hakkında hiçbir fikri yoktu. Sorun 1953 yılında Francis Crick (1916–2004) ve James D. Watson’un (1928–) DNA’yı keşfetmesiyle çözüldü.

3- Antartika’da bir araştırma merkezi olan “Johann Gregor Mendel Çek Antartika İstasyonu” adını 2006 yılında ünlü botanikçiden almıştır. Çek Cumhuriyeti ise bir üniversiteye Mendel adını vermiştir.
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst