Batı sanat tarihinin en şok edici savaş ve şiddet sahnelerini çizen Francis de Goya (1746-1828) İspanyol bir ressamdı. Napolyon Savaşları’nın dehşetini The Disasters of War (Savaşın Felaketleri) ve The Third of May 1808 (3 Mayıs, 1808) gibi eserlerinde bütün çıplaklığı ile ortaya sermişti.

Eserlerinden bazıları çok dehşet verici bulunduğu için yaşadığı dönemde sergilenmeyen Goya’nın çizimleri, savaşı kahramanca bir dille tasvir eden geleneksel Batı sanatından ciddi bir kopuş anlamına geliyordu. Savaşı şanlı bir anlatımdan sıyıran Goya, hümanizmi yeni bir seviyeye ulaştırdı ve geleceğin savaş karşıtı ressamlarına ilham kaynağı oldu.

Goya, Fuendetotos köyünde doğdu. 1766 yılında Madrid’e gitti. İlk dönem çalışmaları Rococo stilinin etkisindeydi. Resimlerinin gelecekte yaşayacağı karanlık dönüşümün işaretleri henüz ortada yoktu. İspanyol sanat dünyasının zirvesine çıkan Goya, Kral 4 . Charles (1748-1819) tarafından 1799 yılında saray ressamı olarak atandı.

Sonraki yıl tamamlayacağı The Family of Charles IV (4. Charles’ın Ailesi) tablosu, sanatının huzur bozucu yönüne ilişkin bir fikir vermeye başlamıştı. Tablo görünüşte Diego Valazquez’in (1599-1660) Las Meninas tablosunda olduğu gibi karmaşık bir ışık tekniği kullanıyor ve dikkatleri kral ailesinin giysi ve mücevherlerine çekiyordu. Fakat Goya’nın çalışması son derece kurnaz bir şekilde kraliçeyi çirkin ve işe yaramaz, kralı ise kibirli bir aptal gibi gösteriyordu. Velazquez yaptığı kraliyet tablolarında bu kadar dürüst davranmayı hayal bile edemezdi.

1808 yılında yaşanan Fransa’nın İspanya’yı istilası ve Goya’nın tanık olduğu kanlı olaylar, ona savaş karşıtı resimleri ve gravürleri için bolca malzeme vermişti. Fransız istilasından kısa bir süre sonra 3 Mayıs 1808’de Napolyon kuvvetleri Madrid’de yüzlerce sivili idam ettiler. Beyaz bir giysi içerisindeki çaresiz bir İspanyol’un, yüzleri olmayan Fransız askerleri tarafından vuruluşunu gösteren Goya’nın tablosu zaman içerisinde savaşın gaddarlığının bir simgesi halini aldı. Grotesk gravürlerden oluşan Savaşın Felaketleri adlı seri ise ölü bedenleri, ağlayan çocukları ve korkmuş sivilleri gösteriyordu. O kadar rahatsız ediciydi ki 1863’e kadar basılamadı.

Sanat tarihinde Goya bir geçiş döneminin simgesi olarak kabul edilmektedir. Klasiklerden etkilenmiş fakat onlara isyan ederek modern sanatın ilk temsilcisi olmuştur. Sanat tarihçisi Anthony F. Janson’un deyimiyle Goya “çağının açıkça dahi ilan edilebilecek tek sanatçısıdır.”

Ek Bilgiler

1- Yönetmen Milos Forman (1932–) 2006 yılında “Goya’s Ghosts” (Goya’nın Hayaletleri) adıyla bir film çekti. Goya’nın Stellan Skarsgård (1951–) tarafından canlandırıldığı filmde, Randy Quaid (1950–) 4. Charles’ı oynuyordu. Film üç dalda “Goya ödülü”ne aday gösterildi. “Goya” İspanya’nın en prestijli sinema ödüllerindendir.

2- Pablo Picasso (1881–1973) Goya’yı bir idol haline getirmişti. Picasso’nun Kore’de Amerikan güçleri tarafından öldürülen sivilleri konu alan 1951 tarihli “Massacre in Korea”(Kore’de Katliam) tablosu doğrudan doğruya Goya’nın “3 Mayıs” isimli tablosundan esinlenmiştir.

3- Goya yetişkinliğinin büyük bölümünde sağırdı. Kimi sanat tarihçileri Goya’nın işitme duyusunu kaybetmesinden kaynaklanan bunalımının onun resimlerindeki soğukluğa ilham verdiğini söylemektedir.
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst