İsveçli botanikçi Carl Linnaeus (1707-1778) bitkilerin ve hayvanların Latince adlarla sınıflandırıldığı modern sistemin kurucusudur. Bitkiler konusunda saygın bir otorite olan Linnaeus, yüzlerce türü isimlendirmiştir. Sık sık şunu söylerdi: “Deus creavit, Linnaeus disposuit.” (Tanrı yarattı, Linnaeus sınıflandırdı)

Linnaeus İsveç’in güneyinde dünyaya geldi. Rahip olmasını isteyen ebeveynleri ona çocukken Latince öğrettiler. Buna karşılık o Upsala Üniversitesi’nde tıp ve botanik bilimi okudu. 1735 yılında tıp doktoru oldu. Hayatının geri kalanında hep tıpla uğraşmasına ve hatta bir dönem İsveç kraliyet ailesi için doktorluk yapmasına rağmen botanik onun ilk aşkı olarak kaldı. İlk keşif gezisini 1731 yılında Lapland’a ve bir diğerini 1734 yılında Orta İsveç’e yaptı. 1741 yılında Upsala’da profesör unvanı aldı. Öğrencilerini anlattığı maceraları ile heyecanlandırıyordu. 18. yy’da yeni hayvan ve bitki türleri bulmak için dünyanın dört bir yanına gidecek olan yeni bir doğa bilimcileri nesline ilham verdi.

Linnaeus’un Systema Naturae isimli kitabının ilk baskısı 1735 yılında yapıldı. Çocukluğunda öğrendiği Latince’yi kullanan Linnaeus, bütün bitki ve hayvanlara iki bölümden oluşan Latince isimler verilebileceğini düşündü. İsimlerin birinci kısmı canlının ait olduğu familyayı, ikinci kısmı ise cinsini ifade edecekti. Örneğin; Linnaean sisteminde insan türü, homo sapiens olarak sınıflandırılmaktaydı (homo sapiens, homo familyasına mensup sapiens cinsi anlamına gelmektedir.). Linnaeus aynı zamanda her cinsi daha geniş kategoriler içerisinde de sınıflandırdı: filum ya da takımlar gibi. İnsanlar, homo familyasının yaşayan tek cinsiydi. Bununla birlikte insanlar diğer primatlar olan maymunlar, lemurlar ve diğer canlılarla birlikte aynı takımın bir parçasıydılar. Bütün primatlarda kalın başparmak, gelişmiş görme gücü ve büyük beyin gibi ortak özellikler bulunuyordu.

Linnaeus, sınıflandırma sistemi ya da taksonomisi ile ciddi bir ün kazandı. Başarısından ötürü 1761 yılında İsveç aristokrasisine davet edildi. Diğer taraftan teorisinin tartışmalı yanları da bulunuyordu. Bazı “açık” adlandırmaları (bir bitki familyasına, klitoris kelimesinin türetildiği clitoria adını vermişti) ya da hayvan ve bitki türlerinde cinselliği içtenlikle tartışması meslektaşlarını dehşete düşürmüştü. Ona yönelen diğer eleştirilerse dini ve felsefi bir temele dayanıyordu. Tek tek canlı türlerini geniş kategorilerin parçası olarak ele alması tartışma yaratmıştı. En önemli eleştirilerden birisi de Fransız doğa bilimci Georges-Louis Leclerc’den (1707–1788) gelmişti. Leclerc, Linnaean sisteminin fazla katı ve cinslerin kendi iç çeşitliliği ile değişimlerini açıklamakta başarısız olduğunu düşünüyordu.

Linnaeus yetmiş yaşındayken Upsala’da öldü.

Ek Bilgiler

1- Linnaeus zaman zaman adlandırma sistemini düşmanlarından intikam almak için kullandı. Örneğin bir Alman bilim adamının onun taksonomi sistemini tiksindirici bulduğunu açıklamasının ardından bir yabani ot cinsine bilim adamının adına gönderme yaparak “Siegesbeckia” ismini verdi.

2- Yaşamı boyunca beş yüzden fazla portresi yapıldı. Onun döneminde bir portre çizdirebilmek için saatlerce ve hatta günlerce hareketsiz oturmak gerekiyordu.

3- Linnaeus dünyada 15 bin civarında türün bulunduğunu tahmin ediyordu. 300 yıl sonra taksonomistler iki milyon tür bulmuştular. Tür araştırmaları günümüzde halen devam etmektedir.
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst