Bruno-bauer-kimdir.jpg
Bruno Bauer
, 1809-1882 yılları arasında yaşamış Alman teolog, tarihçi ve toplum filozofudur. Vahyi ve kilise tarihini eleştirerek özgür düşünceyi savunmuştur.​
Bruno Bauer (1809-1882) adını genel olarak Karl Marx’ın eserlerindeki eleştirilerden biliyoruz. Sırf Marx birçok eserinde eleştirmiş olduğu için bile tarihsel açıdan Bauer’in muazzam bir öneminin olduğu açıktır. Marx’ın bir dönem hocası ve yakın arkadaşı olan Bauer, Sol-Hegelcilerin en önemli temsilcilerinden biriydi; kurulu din ve devlete karşı insanın bütüncül özgürlüğünü savunuyor ve bu doğrultuda radikal bir mücadele vermek gerektiğine inanıyordu. Yeni Ahit’in çıkış noktasını araştırmış, erken dönem Hristiyanlık’ın aslında Musevilik’e değil Stoacılık’a daha fazla borçlu olduğu sonucunu çıkarmıştır. Hıristiyanlığın “Yahudi kılığındaki stoacılığın zaferi” olarak tanımlamıştır. Günümüze ulaşan Roma İmparatorluğu kayıtlarında Nasıralı İsa diye birinin olmadığını, bunun sadece bir mitten ibaret olduğunu söyledi. Bauer, yaşadığı dönemde Genç Hegelciler arasında önemli bir yere sahipti.​
Bauer, Saksonya’da Eisenberg’te doğdu, sonradan yerleştiği Berlin’de ise öldü. Dine, eski geleneklere çok bağlı bir ailedendir. Bu nedenle önce din öğrenimi gördü, sonra Berlin’de teoloji okudu. 1834’te Berlin Üniversitesi’nde teoloji okutmaya başladı. Önce Sağcı-Hegelci, sonra Solcu-Hegelci görüşü benimsedi. 1839’da Bonn Üniversitesi’nde görev aldı. Berlin yakınlarında, ufak bir ilçede kardeşi Edgar’la birlikte “Özgür Ruhlar” diye nitelenen bir topluluk oluşturdu. Daha sonra Prusya Universitesi’nde teoloji okutmakla görevlendirildi. Hıristiyanlık’a aykırı gelen düşünceleri yüzünden, 1842’de, bu görevden uzaklaştırıldı.​
Sol Hegelcilerin liderliğini yapmış olan düşünür, öncelikle teoloji alanında çalışmış ve Yeni Ahit üzerine olan Araştırmalarının ardından, metnin tarihsel temellerinin hayli kuşkulu olduğu sonucuna varmıştır. O da tıpkı Ludwig Feuerbach gibi, dinin yabancılaşmış insan bilinci olarak tanımlanması gerektiğini söylemiştir. Geleneksel Hıristiyan öğretilere yönelik eleştirel analizi nedeniyle üniversitedeki işinden kovulan Bauer, kilise ile devletin birbiriyle bağdaşmaz olduğunu, bütünüyle Hegelci bir tarzda öne sürmüştür. Çünkü kilisenin özü itibariyle baskıcı olduğu yerde, hakikî devlet özgürlüğün bütünüyle hayata geçirildiği bir yeri tanımlar.​
Bauer, başlangıçta, dine bağlı kalmasına karşın, sonraları tutumunu değiştirmiş, Hıristiyanlık’a eleştirici bir gözle bakmıştır. teoloji konularıyla ilgili yazılar yayımlayan bir dergide ele aldığı Hıristiyan inançlarını köksüzlükle, tutarsızlıkla, Kutsal Kitap’ın dışına çıkışla suçlamış, insanları yalanla kandırmaya, gerçeklerden uzaklaştırmaya çalışmakla nitelemiştir. Kendisine karşı gösterilen tepki nedeniyle, daha ağır bir dil kullanarak, teolojiyi kan dökücülüğü, insan kanı içmeyi öneren bir inancın yayıcısı diye suçlamıştır.​
Bauer’in felsefeye yaklaşımı Hıristiyanlık’la ilgili eski yapıtları incelemekle, eleştirmekle başlamıştır. Din sorunlarını işleyen ilk yazılarında, yazın ürünlerine ilgi duyduğu, bu sorunlara bir yazın adamı gözüyle baktığı görülür. Sonraları yazınla felsefeyi birleştirmiş, düşüncelerini yazın türünde sergilemeye başlamıştır. Ona göre, özünden uzaklaştırılmış, birtakım gerçekdışı olaylarla karışmış olan din, uygarlığın bütün buluşlarına, düşünce özgürlüğüne, insan haklarına, bilimin gelişmesine, devletin yapısına, hukuk düzenine karşıdır. teolojinin üzerinde durduğu sorunların felsefeyle, bilimle ilgisi yoktur. Kilisenin önerdiği toplum düzeniyle yaşamın oluşturduğu toplum arasında bir bağlantı yoktur. Kilise ve onun bağlandığı inanç kurumu bireyi, bencil, çıkarcı yapmış, insanlar arasında karşılıklı sevginin, birliğin doğmasını engellemiştir. Bu nedenle kilise devletten ayrılmalı, öğretim-eğitim işlerine karıştırılmamalıdır. Bireyin olgunlaşması bencillikten arınmasına bağlıdır.​
O, din felsefesi alanındaki çalışmalarından sonra, toplum felsefesiyle meşgul olmuş ve bu bağlamda yerleşik burjuva düzenine olduğu kadar, ihtilalci programlara da şiddetle karşı çıkmıştır. Ona göre, özel sınıf çıkarları kaçınılmaz olarak tek yanlı olup, kitleler de daha ziyade ölü maddeye benzer. Bauer'in gözünde, ölüyü diriltecek, sınıf ideolojilerindeki yanlış kabul ve kavrayışları ayıklayarak, tek yanlılığı ve körlüğü ortadan kaldıracak, insan bilincinde bütünüyle özgürleştirici bir mahiyet taşıyan temelli değişmeyi başlatacak olan biricik şey eleştiridir.​
O, en ince ayrıntısına kadar dikkatle oluşturulmuş hiçbir programın kurumsallaştıramayacağı dönüşümü, tarihin kendi mantığıyla hayata geçirdiğini, eleştirinin bugün düşüncede yıktığını, tarihin yarın gerçek hayatta yerle bir edeceğini söyler. Bu görüşlerini dünyanın benliğin bir tür projeksiyonu olduğunu dile getiren bir tür bilinç felsefesiyle temellendirmeyi deneyen Bauer, sosyal koşulların insanların kafalarını değiştirmek suretiyle değiştirilebileceğini düşündüğü ve bilincin köklerine inemeyen devrimci proje ve programların boş ve zararlı olduğunu savunduğu için, Marx tarafından idealist-teolojik terör yaratmakla suçlanmıştır.​
Bauer kimi yazılarında ulus yönetimi üzerinde durmuş, değişik yönetim biçimlerini incelemiş, karşılaştırmıştır. Onun önerdiği yönetim biçimi “Liberalizm”dir. Ona göre bu yönetim biçimi bireyi bencillikten arındırır, özgür bir düşünce ortamında gelişmesini, ilerlemesini sağlar. Dinin öngördüğü bütün erdemler bu yönetimde vardır. Bu özelliği gereği, Liberalizm de bir dindir.​
• Eserleri (başlıca): Kritik der Evangelischen Synopti-ker, 1842, ("Dört incilin Eleştirisi”); Geschichte der Politik Kultur und Aufklaerung des 18 Jahrhunderts, 1845, (“Politika, Kültür ve 18. Yüzyıl Aydınlanması Tarihi”); Die Apostelgeschichte, 1850, (“Havarilerin Tarihi”).​
• Kaynaklar: E. Brehier, Histoire de la Pbilosophie, 1981; D. Hertz-Eichenrode, Der Junghegelianer Bruno Bauer im Vormarz, 1959; S. Hook, From Hegel to Marx, 1936; M. Kegel, Bruno Bauer un eine Theonen über die Entestehung des Christentums, 1908. S. HOOK, From Hegel to Marx, New York, 1936; Z. ROZEN, Bruno Bauer and Karl Marx, The Hague, 1977.​
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi​
Felsefe Ansiklopedisi / Ahmet Cevizci​
Ayrıca bkz., FEUERBACH, HEGEL, HEGELCİLİK.​
 
Konuyu Başlatan Benzer Konular Forum Cevaplar Tarih
1000Fikir Filozoflar 0
1000Fikir Filozoflar 0
Piramit Savaşçılar ve Zalimler 0

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Forum İstatistikleri

Konular
1,554
Mesajlar
2,334
Üyeler
24
Son Üye
Tabu
Üst