- Mesajlar
- 1,941
İslâmiyette, her şeyin bir zahirî, bir de gizli anlamı olduğunu; Kur'an'ın özünü ve buyruklarla yapılmaması buyurulan şeylerin bütününü bilip, zahirine gerek olmadığını savunma tavrını tanımlar.
Evrenin ve varlığın başlangıcı olmadığını, evrenin yokluktan çıkamayacağını, maddenin ezelî olduğunu savunan Bâtinîler, Peygambere ve imama aşırı bir inanç besler (Gulüv) ve ahireti inkâr edip, ruh göçünü kabul ederler. Dış görünüşün, zahirin, hakikatin yalnızca kabuğu olduğunu, batın ya da gizli anlamın ise özü olduğunu dile getiren Batınîler, dinleri görünüşteki anlamıyla değil de, batını yönüyle anlamak gerektiğini ifade etmişlerdir.
Bu ise, dinin temel inançlarını, dogmalarını, tefsir yoluyla değil de, sadece te'vil yoluyla olur. Te'vil'in anahtarı, Batınîlere göre, sözcüklere yüklenen birtakım gizli anlamlardır. Te'vil içinse sözcükleri olduğu gibi değil de, mecazî anlamlarıyla almak gerekir. Bâtınîler, bu yöntemleriyle, Kuran'a istedikleri anlamı vermişler, ayetlerin dış anlamları içindeki gizli iç anlamı çıkarmak amacıyla, onları sistemlerine uygun gelecek şekilde tevil etme yoluna gitmişlerdir.
S. H. BOLAY, Felsefî Doktrinler Sözlüğü, 6. baskı, Ankara, 1996; E. R. FIĞLALI, Çağımızda İtikadı Islâm Mezhepleri, 8. baskı, İstanbul, 1996.
Felsefe Ansiklopedisi / Ahmet Cevizci
Ayrıca bkz., MEZHEPLER, TEV'İL.