Türkiye’de Dizi Sektörü Üzerine

Türkiye’de Dizi Sektörü Üzerine

 – Abi bugün yatar mı kaşeler?
– Vallahi kardeşim kanaldan ödeme bekliyoruz. bu hafta da yapmadılar. ama söz yapsınlar hemen yatıracağım sizin paraları.
– Abi geçen hafta da böyle dediniz.


Bu ve buna benzer bir çok söylemin olduğu ve pek kimse tarafından bilinmeyen bir sektör dizi ve sinema sektörü.
Evet bu aralar bu sektöre dair bir kaç yazı, haber paylaşıldı. ancak bu sorunların havada kalmasının ana sebeplerinden biri de sektörün az bilinmesi. Halbuki insanlar 120 dakika bir dizi çıkarmak için günde en az 13 saat çalışıyor. Maalesef bir çoğu ise bu kadar ağır çalışma şartlarına rağmen hem paralarını alamıyor hem de sağlık sigortaları yeterince yapılmıyor. o yüzden ilk olarak sektörü tanıyalım. çünkü sendikanın ve sendikalının ezildiği bu sektörde ki görev tanımları yaranın asıl sebeplerinden biri.

Dizi Sektörü İçinde Birimler

Yapımcı: Patron kişisi.  Sendika ve sendikalılardan pek haz etmeyen patron kişilerinin belinde silah ile dolaşan, paraları ödemeyen, geç ödeyen ya da işçilere köpek muamelesi yapan türleri mevcut. her patron kişisi kadar sevilir ve genelde set içerisinde pek olmazlar. 

Uygulayıcı Yapımcı: Setin kasası. Ya da şöyle örneklendirmek gerekirse bir fabrikada müdür neyse kendisi de o. Sette patron görevi gören bu kişiler genelde ne iş yaptıkları pek bilinmese de sürekli sette durur ve patron ne isterse onu yaptırır. İyi olanları mevcut olsa da genelde bu kişiler patron kişisi gibi işçiyi umursamaz ve daha çok çalışmasını ister. çünkü kasetin kanala yetişmesi lazım!!

Yönetmen: Evet set içerisinde ki en büyük problemlerden biri. Türkiye’nin harika eğitim sisteminin ürünü olan bu insanlar kendilerini genelde çok büyük adamlarla kıyaslar ve egosunu ona göre şişirir. Örneğin bir sit-com yönetmeni pekala kendini bir Alfred Hitchcock ile bir Stanley Kubrick ile kıyaslayabilir. Ancak hem işinde hem de ahlakında çok iyi insanların da olduğu bu türe her yere şaryo atma hakkını hiç kimse vermez. Ama maalesef o yönetmen ve ”arkadaşlar hoca buraya şaryo istiyor.” 

Evet bu ve buna benzer insanların başta olduğu bir sektör dizi sektörü. Şimdi de emekçileri tanımak lazım. İlk olarak Rejiden başlayalım. Çünkü setin beyaz yakalılarıdır onlar.

Yardımcı Yönetmen: Setin en sevilmeyeni. Yönetmenin gölgesi olan bu arkadaş sette uçan kuşa kadar her şeyden haberdardır ve seti o yönetir. Hazırlık birimleri tarafından hiç sevilmeyen bu arkadaşlar genel olarak ”hadi abi” ”gün gidiyor” gibi cümleler ile tanınırlar. Programı yapan bir yandan set ile ilgilenen bu kişiler oyuncuların kaprisine kadar her şeye maruz kaldıkları için bir yerden sonra delirebilir. 2016 yılında intihar etmiş bir yardımcı yönetmen mevcut. Çünkü maruz kaldıkları stres pek altından kalkılır gibi değil. O yüzden ” Hadi Abi!!”

Reji Koordinasyon: Ah benim kanayan yaram… Ah benim dertli başım. Buz dağının görünen kısmında en rahat olan reji namzedi. Lakin hiçte öyle değil. Setteki en rahat reji asistanlarından biri olarak görünse de bu kişiler program,oyuncu trafiği ve bilimum set aktivitelerini yardımcı yönetmen ile beraber koordine ederler. Genelde kulaklığı ile dünyaya gelen bu arkadaşlara son zamanlarda powerbank da monte edilmiştir. Hiç sevilmeyen reji biriminin belki de en sevileni. Belki ortalıkta az göründüğü içindir. Prodüksiyon birimi ile hiç bıkmadan(!) geç gelen oyuncu ve yemekler yüzünden kavga eden bu arkadaşlar genel de  wp gruplarına ” arkadaşlar sahne 8 den sonra yukarı çıkıp 31 çekeceğiz” mesajları ile ünlüdür. evet dalgınlıktan dolayı vermek istedikleri mesajı pek veremez bu insanlar. Olsun biz onları her halleri ile seviyoruz

.dizi sektörü

Reji 1. Asistan: Nam-ı diğer şef asistan. Set hazırlanırken başlarında duran bu arkadaşlar genelde oyunculuk hayali ile yanıp tutuşan bir figüran ile evlenir. çünkü kendileri figürasyonun trafiğinden,onların devamlılığından ve aynı zamanda setin hazırlanmasından sorumludur. En sevdikleri cümlerler” sahne başı” olan bu arkadaşlar genelde reji masasına doğru diyaframdan olacak şekilde ” hazır ” diye çığlık atar.  Evet bağırmaz. çığlık atar. çünkü Scream!!

 

Reji  2. Asistan:  Hiç kimse tarafından sevilmeyen devamlılık asistanları. oyuncuların el kol hareketinden taktıkları tokanın rengine kadar her şeyin notunu tutan bu arkadaşlar genel olarak devamlılık hakkında hiç bir şey bilmeyen oyuncular tarafından kanser edilir. çünkü Türkiye’nin muhteşem oyunculuk okullarında maalesef devamlılığın ne olduğuna dair bir ders veya eğitim yok. Hali ile genel planda sağ eli ile tokat atan ancak yakın plana geçildiğinde o tokadı sol eli ile atmaya çalışan oyuncuların olduğu bir sektör dizi sektörü. devamlılık asistanları genelde italyan yapmaları ile (hızlı prova) ve ” abi o kapı o kadar kapalı değildi bir tık aç ” demeleri ile meşhurdur. 

dipnot: bu kişilerle sevgili olmanız durumunda,sağlığınızın önemi açısından lütfen kendileri ile sinemaya gitmeyiniz. herhangi bir yerde dizi ya da film izlemeyiniz..

Reji Son Asistan: Time Code’cu olan bu arkadaşlarımız henüz tam olarak reji biriminin stresine nail olmamış ve yönetmenlik hayali ile yanıp tutuşan insanlardır. Kendileri çektikleri kısa filmleri şeflerine göstermeyi seven bu arkadaşlar genel olarak karavandan hazır olan oyuncuyu alma ve onlarla laf geçmek gibi görevlerden sorumludur. çünkü hazırlık asistanı alacak kadar bütçesi yoktur yapımın. Kendileri hangi klibin onaylandığını hiç bir zaman bilmez.

Hiç sevilmeyen birimdir Reji Birimi. Çünkü bir fabrikada beyaz yakalı neyse sette odur kendileri ve her şeyden sorumlu oldukları için her şeye burunlarını sokarlar. Çünkü sette yapılmış her hata onlara mal edilir.

dizi sektörüŞimdi de işin yapım birimini tanıyalım. halk arasında kendilerine prodüksiyon denen bu  birim egoları ve ” o iş ben de ” cümleleri ile bilinir.

Prodüksiyon Amiri: Son yıllarda yapım koordinatörü diye de anılan bu amir genel itibari ile set içerisinde ki her şeyden uygulayıcı yapımcı adına sorumludur. ( bazı setlerde gerçek yapım koordinatörleri prodüksiyon amirlerinden ayrıca bulunmaktadır.). Kraldan daha kralcı olan bu arkadaşlar genelde ekibi kurdukları için çok sağlam yağcılara sahiptirler. 

Prodüksiyon Asistanları: Normal setlerde bu arkadaşlardan şef,2,3 ve runner olmak üzere en az 4 tane bulunur. mekan bulmak, oyuncuyu getirip götürmek, catering firmasına yemek saatini söylemek ve paydostan önce kapama yapmak bu arkadaşların işidir.  Ayrıca reji brieflerine göre paydosta dağıtımın yapılıp yapılmayacağı bu arkadaşların insafına bağlıdır. en bilindik mesajları ” mecidiyeköy 07.00 kadıköy 07.15” tir. Sete getirdikleri bayat poğaçayı serpme kahvaltı havası ile anlattıkları rivayet edilir. 

Evet bu arkadaşlar setlerin beyaz yakalılarıdır. 

Teknik Ekip denen bir birim de bulunur set içerisinde. onların işi çekmektir. 

dizi sektörü

 

Görüntü Yönetmeni (D.O.P):  Bu adamlar kadar set içerisinde sevilen başka insan görmedim. İstisnalar kaideyi bozmaz sözünden devam ederek bildikleri kamera,ışık,diyafram bilgileri ile bir çok yönetmenin hayatını kurtaran bu arkadaşlar gerçek hayatta da ters aksı pek sevmezler. Reji masasının en sevilen adamı olan bu insanlar genelde ” Ali şuraya da bir kino koyalım, o gömlek tarar o olmaz. Tashihlere biz hazırız dedikten sonra başlayın kardeşim” cümleleri ile tanınır. Aslında modayı da iyi takip eden bu adamlar siyah ipli güneş gözlüğü yüzünden her zaman kaybeder.

Kameraman: Nam-ı diğer kamera operatörü. Kamera omuzdayken tripod gibi durmakla övünen bu arkadaşlar herkese attıkları hava kadar kullandıkları kameralara da aşıktırlar.

Focus Puller: Kamera ekibinin şef asistanı. hayatı skalaya çizdikleri çizgilere bağlı olan bu arkadaşların fluya düşme olasılıkları çok fazladır. en çok ” sizi bir tık sağınıza alabilir miyim” cümlesi ile bilinen bu arkadaşlar görüntünün net olmasından sorumludur. Eğer iyi bir çocuk olursanız bir focus pullerin ” arkadaşlar işi olmayanlar BNC ye basabilir” dediğine şahit olabilirsiniz.

D.I.T: Setin görüntü deposu olan bu kişiler genelde bir minibüs içinde hayatını idame ettirir. Hard discleri ve macleri ile aralarına kimsenin girmesini istemeyen bu arkadaşların görüntü silmek gibi bir yanlış yapmaları durumunda kariyerleri yerle bir olur. 

Kamera  Asistanları:  BNC operatörü olan bu arkadaşlarımızın gözü D.O.P’nin koltuğundadır. en önemli görevleri bncye kimsenin basmamasını sağlamak olan bu arkadaşlar onun dışında aküleri şarj etmekle ve tüm ekipmanı taşımak ile sorumludurlar.  Bir yerden sonra bu arkadaşlar doğal yollar ile baklava kaslara sahip olabilirler.

dizi sektörü

 

Işık Şefi: Görüntü Yönetmeninin istediği ışığı ona yapmakla sorumlu olan ışık biriminin başı. Reji masasının en az D.O.P kadar sevileni. Bazı rivayetlere göre işleri tamamen diyaframı bir tık arttırıp bir tık azalttırmak olan bu kişiler Teknik Ekibin diğer başıdır.

Best Boy: Şefin istediği ışığı yaptırmak ve en iyisini yapmaktan sorumlu olan şef asistan. Bu kişilerin ışığın önünden geçenleri çıkışta yakalayıp ışık olarak kullandıkları rivayet edilir. 

Işık Asistanları: Tüm ışık malzemelerini getirip götürmekle aynı zamanda ışıkları ayarlamakla sorumlu olan bu kişiler çok zor koşullar altında ışığın başında beklemek zorunda kalabilirler. 

 

Tüm birimleri eğlenceli bir dil ile tanıtmaya kaldığımız yerden devam edelim. Dediğim gibi çok az kişi tarafından bilinen bu sektör ve bu hayat kendi içinde kendi kast sistemine hatta eko sistemine sahiptir.

Ses birimi diğer bir teknik ekip birimidir. dizi sektörü

Ses Teknisyeni: Ses mühendisi diye de bilinen bu kişiler mikser ve oturdukları tabureleri ile meşhurdurlar. mikrofonlardan ve boomdan sorumlu olan bu arkadaşlar aynı zamanda ses ekibinin başıdır.  Ses,kendilerinin hayatı olduğu için ses ile ilgili her şeyi bilirler. En azından adamların öyle bir iddiaları var kardeşim. En zorlu görevleri boomu ve boomcuyu kameranın görmediği bir yere yerleştirmek olan bu arkadaşlar setin en rahatına düşkün adamlarıdır.

Boom Operatörü: Boomcu Onur ile büyük bir sükse yakalayan bu arkadaşlar setin iç çamaşırı moda ikonlarıdır. sette herkes tarafından bu arkadaşların boxerleri dilden dile anlatılır. Sesin en kaliteli bir şekilde alınmasından sorumlu olan bu arkadaşlar görüntü yönetmenlerinden nefret ederler. Çünkü her görüntü yönetmeni günde en az beş kere ” boom içeride” diye bağırabilir. dizi sektörü

Set Ekibi:Set Ekibi aslında işin hem teknik hem de hazırlık birimidir. Detaylı bir şekilde sıralamamız gerekirse bir set amiri,asistanları ve çaycıya sahip olan bu birim setlerin yedi kocalı gürbüzleridirler. Hürmüz değil o siz yanlış biliyorsunuz. Çünkü set ile alakalı her şeyi bu adamlar yapar. Etrafı temizler,sete çay dağıtır.(setin milli içeceğidir çay). Bir set amiri terazisi tam ortalanmış bir şaryo rayı ile hava atabilir. Dünyayı kurtaran adamın oğlu olan çaycıları ile beraber en bilindik cümleleri ”sessiz” diye bağırmaktır.  ” Artık diziler gerçek mekanlarda çekilmesin set ekibi bu kadar yorulmasın” der Godzilla Selahattin. 

Set sadece yapım, reji ve teknik ekiplerden oluşmaz. Bunların bir de hazırlık birimleri mevcut. Aman allahım…

Kostüm Birimi: Sette taşıdıkları eşekler (Kostümlerle dolu bir alet. Tam adını kimse bilmiyor) ile bilinen bu hanım kızlarımız oyuncu ve figürasyonun kıyafetlerinden sorumludur. Kendi aralarında Miss Kamyon Güzeli yarışmaları düzenleyen bu arkadaşlar reji birimlerinden nefret ederler. Çünkü beş dakikada giydirilmesi gereken kostüm oyuncu yüzünden giydirilemez ve ”hadi abi” diyen reji birimi bunu hiç bir zaman anlamaz. Bu arkadaşlar ” sıradaki sahne hangi gün” cümlesi ile bilinir.dizi sektörü

Sanat Birimi: Bir sanat yönetmeni ve asistanlara sahip olan bu birim setteki tüm aksesuarlardan sorumludur. Bir sahnenin ”sahne” olması için sürekli yeni icatlar yapan bu çalışkan insanlar setin en sevilen birimidir. Bir çölü beş dakikada yatak odası yapmaları ile bilinen bu arkadaşların en bilindik cümleleri” o aksesuarları yemeyin, onların devamlılığı var” cümlesidir. Ama her zaman aç olan set işçileri o aksesuarları her zaman yer.

 

Saç Makyaj Birimi: Bir adet makyöz yada makyör ve kuaföre aynı zamanda onların çıtı pıtı asistanlarına sahip olan bu birim hiç kimse tarafından ciddiye alınmadıkları için çok büyük egolara sahiptirler. Oyuncular ile en fazla haşır neşir olan bu birim, onlardan öğrendikleri tüm yöntemleri oyuncular gibi reji asistanlarının üzerinde deneyerek onlara kapris yaparlar. En bilinen cümleleri” bugün çok kadın var mı ?, Bu yaranın devamlılığı var mı”dır.

 

Dediğim gibi set, kendi içerisinde bir hayata sahiptir. Kapalı bir kutudur. Bu kadar uzun bir ekip listesinin içinde karavan şoförleri, servis şoförleri, cast direktörleri ,kurgu operatörleri gibi bir sürü birim henüz eklenmedi. Belki ikinci bir yazıda bu kişilerinde kendimce mesleki tanımlarını sizlere söyleyeceğim. Ancak ortalama bir set yukarıda ki birimlerden oluşur ve toplam sayı en az 50 kişidir ve bu 50 kişi günde en az 13 ya da 14 saat çalışarak bir haftada 120 dakikalık bir diziyi kanala yetiştirmek ile sorumludur. Ve bu kişilerin genelde ne doğru düzgün sigortaları yapılır ne de paraları zamanında ödenir. 

Başlıca sorunlar ise şunlardır. 

  1. 2 saatlik dizi saatleri neden daha aşağıya inmiyor?
  2. Ücretler neden zamanında ödenmiyor?
  3. Sigortalar neden yatırılmıyor ?
  4. Yemekler neden bu kadar kötü?
  5. Oyunculara bizim de birer insan olduğumuz neden kimse tarafından anlatılmıyor ?
  6. Oyuncunun kaprisinden işçiler mi sorumlu ?
  7. Anayasal düzende neden haklarımızı savunamıyoruz ?
  8. Sendika neden bu kadar yetersiz ?
  9. İşten çıkarılmalar neden bu kadar kolay?
  10. Neden işe başlarken sözleşme imzalamamıza müsaade etmiyorlar?

Belli başlı sorunların sadece bir kaçı bu. Bu kadar sorunun da aslında çok basit bir yolu var. Sendikalı olmak. Evet bir çok arkadaş sendika bugüne kadar ne yaptı diyecektir. 

Sendika: işçilerin ya da işverenlerin ayrı ayrı olmak üzere iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular yönünden çıkarlarını korumak, yeni haklar sağlamak ve onları daha da geliştirmek amacıyla aralarında yasalar uyarınca kurdukları birlik.

Yanisi şu sendika sizsiniz, sendika biziz. Bu kadar sorunun tek çözümü ise tamamen birlik olmaktan geçiyor. Aylık 30 lira vermek zor geliyorsa vermeyin ama sendikalı olmanın ne demek olduğunu araştırın ya da direk arayıp sorabilirsiniz. Sinema Televizyon Sendikası sizin için var ve başkanı da sizden biri,bir görüntü yönetmeni.

İnsani şartlar düşünüldüğünde madencilikten sonra en tehlikeli iş koludur film sektörü. Düzensiz ve yoğun çalışma saatleri kişiler üzerinde inanılmaz bir stres bırakmakta ve bu kadar kolay harcanabiliyor olmak ise kişilerin kendini değersiz hissetmesine sebep olmakta…

o yüzden yeni bir işe sözleşme imzalamadan başlamayın!

Devam eden bir işe gittiğinizde sizden önceki ekibin neden bıraktığını sorun,ödemelerin ne kadar düzenli olduğunu araştırın.

Set işçileri birer sanatçıdır. O yüzden sanatı önce kendiniz için sonra toplum için yapın. Gidin ve sendikalı olun.

 

 

 

0
İnsanoğlu Çocuk Felci ve İslam

Yorum yapılmamış

No comments yet

Bir yanıt yazın